0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
‘Hareket Eden Herşeyi Öldür’ Bölüm 15
Görünen o ki ekibin genişletilmesi gerekti. Ekibe yeni zeki insanlar bulunması kaçınılmazdı.

Prof. Danny endişeyle başını iki yana salladı. “Bu iş böyle olmayacak,” dedi. “Daha fazla bilim insanına, daha fazla biyologa ve daha fazla uzmanlara ihtiyacımız var. Acilen hayatta kalanlara ulaşmamız gerek. Bir şekilde bir şeyler yapmak zorundayız.”
John, telaşla ekledi: “Lütfen, iletişim kaynaklarımızı araştırmalıyız. Başka nerelerde kimler yaşıyor bulmamız gerek. Ayrıca bize lazım olan yeteneklere sahip insanları da tespit etmeliyiz.”
Bir süre herkes derin bir sessizliğe gömüldü. Herkes birbirinin yüzüne bakıyordu. Artık birinin çıkıp bir şeyler söylemesi gerektiği açıktı.
Bir adım öne çıktım ve kararlılıkla sordum: “Newlife şehrinin bir teknoloji odası yok mu?”
John hemen cevap verdi: “Tabii ki var!”
“Lütfen oraya gidebilir miyiz? Teknoloji uzmanlarının görüşlerine ihtiyacımız var — tabii bu tür insanlar hâlâ buradaysa.”
John başıyla onayladı ve hemen yola koyulduk. Yolda dayanamayarak John’a sordum: “Nasıl olur da böyle bir olay meydana geleceğinden NASA’nın ve diğer uzay kuruluşlarının haberi olmaz? En azından bu korkunç felaket başlamadan önce insanlara sığınaklara gitmeleri için haber verilebilirdi.”
John derin bir nefes aldı ve gözlerimin içine baktı. “Kesinlikle haklısın. Bu işte bir gariplik var. Koskoca dünyanın üstünü kaplayan devasa bir gemi, bir anda gelip böylesine büyük bir yıkımı gerçekleştiremez. Bu mümkün değil. Gerçekten çok farklı düşünüyorsun.”
Teşekkür ettim ama ekledim: “Bu, herkesin düşünmesi gereken bir şey.”
Teknoloji odasına vardığımızda şanslıydık. İçeride birkaç kişi vardı. Hemen kendimizi tanıttık.
“Ben Oen, bu arkadaşım Ocean ve yanımızdaki Binbaşı John,” dedim. Onlar da kendilerini tanıttılar.
“Ben Mayk, bu da arkadaşım Edi.”
John, durumu kısaca özetleyip sordu: “Sanırım internet yok, değil mi?”
Mayk üzgün bir ifadeyle başını salladı. “Maalesef.”
Benzer Haber