Haber Veriyoruz
Güncel Haber Yayın ve Yorum Sitesi

‘Hareket Eden Her Şeyi Öldür’ – Bölüm 8

Artık numelerden bir sonuç elde edilmeliydi. Daha büyük iki hayvan gerikiyordu.

3.890

Artık numunelerden bir sonuç elde edilmeliydi. Daha büyük iki hayvan gerekiyordu.

Numunelerden elde edilen veriler, insanlığın büyük bir tehditle karşı karşıya olduğunu gösteriyordu. Bu, “Eluzacid” adı verilen dünya dışı yaşam formuydu. Bulaştığı canlılarda ne gibi etkiler yarattığı ise hâlâ bir sırdı. Bu belirsizlik, her adımımızı daha temkinli atmamızı gerektiriyordu.

Araştırma ekibine katılmayı teklif ettim. Lider, önerimi hemen kabul etti. Ayrıca Avva’nın yeteneklerinin bize yardımcı olabileceğini düşünerek onu da ekibe dahil ettim.

Bazen Avva ile bir araya gelip olan biten hakkında senaryolar kuruyorduk. Laboratuvar ekibinin tek odak noktası, bu yaşam formunun yarattığı ve yaratabileceği tehlikelerdi. Eluzacid’in etkilerini çözebilirsek, belki de bir savunma geliştirebilirdik.

Bir gün Prof. Danny, ekibi toplayıp şu açıklamayı yaptı:
“Daha büyük bir hayvana bulaşmış Eluzacid formu bulmalıyız. Bu şeyin büyüyüp büyüyemediğini ve ne kadar saldırgan olduğunu anlamak zorundayız.”

John, dışarı çıkmamız gerektiğini söyledi. Ancak kimse bu fikre sıcak bakmıyordu. Dışarısı ölümle burun burunaydı ve bu görev, delice bir riskti. Fazla yaşam belirtisi olmadığı için hedef basit görünüyordu: bir kedi ya da köpek bulmak. Ama içten içe, bu canlıların Eluzacid’den etkilenip etkilenmediğini nasıl anlayacağımız konusunda şüphelerim vardı.

Gönüllüler sessizdi. Avva ile göz göze geldik. Diğerlerinin korkusunu görmek içimi acıtıyordu. Sonunda dayanamayarak, “Tamam, Avva. Ben varım!” dedim. Cesaretimiz, iki kişiyi daha harekete geçirdi. Hemen hazırlıklara başladık.

Kısa bir tanışma oldu. Kendimi, “Ben Oen, bu da Avva,” diyerek tanıttım. Yeni gönüllüler ise Olive ve Ocean’dı. Hepimiz bu tehlikeli görevin ağırlığını hissediyorduk.

John talimatları tekrarladı:
“Bu görev, öncekinden çok daha tehlikeli. Dikkatli olun. Hedefimiz bir kedi veya köpek bulmak. Herhangi bir belirti görürseniz, telsizle koordinat verip buluşma noktası oluşturun. Üç ekip halinde hareket edeceğiz: Ben Oen’le, Avva ise Olive ve Ocean’la birlikte olacak.”

Bu sefer bize özel şok cihazları verildi. Çubuk şeklindeki bu aletler, yüksek frekanslı manyetik dalgalarla canlıları etkisiz hale getirmek için tasarlanmıştı.

Sığınağın çelik kapısı yavaşça açıldı. Nefeslerimizi tutarak dışarı adım attık. Helikoptere binip havalandık. Sanırım seçilen bölge, Eluzacid yağışının daha az etkili olduğu ve canlı yoğunluğunun düşük olduğu bir yerdi.

Yıkıntıların yakınına indiğimizde gökyüzü karanlık bulutlarla kaplıydı. Toz bulutları biraz dağılmıştı. Üç gruba ayrılıp farklı yönlere dağıldık. Herkes tetikteydi. Gözlerimiz bir kedi veya köpek arıyordu.

Yaklaşık yirmi dakika sonra, eli boş dönmeyi kabullenmiştim ki Avva, yıkıntıların altından gelen bir ses duydu. Sesin kaynağına yaklaştığımızda, Eluzacid’den etkilenmiş olabilecek kedi benzeri bir yaratıkla karşılaştık. Hareketleri ağırdı, ama bu bizi gevşetmedi. Hemen telsizle John’a koordinatları bildirip destek istedim.

Kısa sürede ekip toplandı. Şok cihazlarıyla kediyi etkisiz hale getirip özel bir kutuya koyduk. Tam helikoptere doğru ilerlerken, bir yaratık Olive’e saldırdı! Hemen müdahale ettik; şok cihazıyla onu da etkisiz hale getirdik.

Yakından baktığımızda bunun bir köpek olduğunu anladık. Neyse ki, özel giysilerimiz sayesinde Olive yara almamıştı. Artık elimizde iki önemli numune vardı: biri Eluzacid’li kedi, diğeri köpek. İkisini de kutulara yerleştirip helikoptere bindik ve sığınağa döndük.

Bu numunelerin ne kadar değerli olduğunu biliyorduk. Peki ya bu, daha büyük bir felaketin başlangıcıysa? Cevabı bulmak için yarına kadar beklemekten başka şansımız yoktu.

Enable Notifications OK No thanks