Haber Veriyoruz
Güncel Haber Yayın ve Yorum Sitesi

‘Hareket Eden Herşeyi Öldür’ Bölüm 19

1.952

“SON SAVAŞIN EŞİĞİNDE”

Oen, Avva’nın omzundaki elini yavaşça çekti. Gözlerinde hem kararlılık hem de derin bir hüzün vardı.

“Hazır mıyız?” diye sordu sessizce.

Avva başını salladı, Eva’yı sıkıca kucakladı. Küçük kızın gözlerindeki o masum korku, hepsinin yüreğini burktu.

FİNAL HAZIRLIKLARI

Sığınakta hummalı bir hareketlilik hakimdi. Bilim ekibi, portatif hava temizleme cihazlarını son kez kontrol ediyordu. John, ekibe son talimatları verirken sesi gergindi:

“Unutmayın! İki kişilik ekipler halinde hareket edeceksiniz. Biriniz çelik kalkanı tutarken, diğeriniz flaşörleri ateşleyecek. Gemi görüntülerini alır almaz geri çekileceğiz.”

Ocean, devasa çelik kalkanı test ederken titriyordu. Olive ona dokundu:
“Sakin ol. Yanındayım.”

GÖKYÜZÜNE KARŞI

Ağır çelik kapılar açıldığında, toz bulutunun yoğunluğu hepsinin nefesini kesti. Oen, Avva’nın elini tuttu:
“Benimle gel. Asla bırakmayacağım.”

Dışarı adım attıklarında, gökyüzündeki devasa gemi ilk kez bu kadar net görünüyordu. Kristalden yapılmış gibiydi ve üzerinde garip ışıklar dans ediyordu.

“Tanrım…” diye mırıldandı Avva. “Bu şey canlı gibi!”

Aniden, Eluzacid damlaları yağmaya başladı!

“KALKANLAR!” diye bağırdı John.

ÖLÜM YAĞMURU

Çelik şemsiyelerin altında çığlıklar yankılandı. Bir gönüllü, kalkanını tutamadı ve yeşil damla koluna değdi.

“AHHH! YAN—”

Cümlesini bitiremedi. Vücudu saniyeler içinde eridi ve geriye kalan toz bulutu gemiye doğru yükseldi.

Oen’in gözleri dehşetle açıldı:
“Hareket edin! Flaşörleri şimdi ateşleyin!”

GERÇEĞİN ANI

Bilim ekibi dev flaşörleri çalıştırdı. Milyonlarca voltluk ışık patlamaları gökyüzünü aydınlattı.

Ve o an gördükleri her şeyi değiştirdi:

Gemi canlı bir organizmaydı! Yüzeyinde damarlar atıyor, gözler açılıp kapanıyordu!

Profesör Danny’nin sesi telsizden çatladı:
“Bu bir gemi değil! Bu bir YAŞAM FORMU! Tanrım… belki de tüm gezegenleri böyle istila ediyorlar!”

EVA’NIN ÇIĞLIĞI

Tam o sırada, Eva’nın çığlığı sığınağın içinden duyuldu:
“ANNNE! ONLAR BENİ ALIYORLAR!”

Avva dehşetle arkasına döndü. Sığınağın içinden yeşil bir ışık sütunu yükseliyordu!

“EVA!” diye çığlık attı koşmaya başlarken.

Oen onu durdurmaya çalıştı:
“Avva, hayır! Çok tehlikeli!”

Ama Avva çoktan ölüm yağmurunun altına dalıyordu.

SON SEÇİM

Oen bir an tereddüt etti. Sonra çelik kalkanını fırlattı ve Avva’nın peşinden koştu.

Ocean ve Olive şaşkınlıkla bağırıyordu:
“Oen! Geri dön! Deli misin sen?!”

Ama Oen artık duymuyordu. Tek bildiği şey vardı:

Ya hep beraber… Ya hiçbirimiz.

“SON SAVAŞIN EŞİĞİNDE”

Oen, Avva’nın omzundaki elini yavaşça çekti. Gözlerinde hem kararlılık hem de derin bir hüzün vardı.

“Hazır mıyız?” diye sordu sessizce.

Avva başını salladı, Eva’yı sıkıca kucakladı. Küçük kızın gözlerindeki o masum korku, hepsinin yüreğini burktu.

FİNAL HAZIRLIKLARI

Sığınakta hummalı bir hareketlilik hakimdi. Bilim ekibi, portatif hava temizleme cihazlarını son kez kontrol ediyordu. John, ekibe son talimatları verirken sesi gergindi:

“Unutmayın! İki kişilik ekipler halinde hareket edeceksiniz. Biriniz çelik kalkanı tutarken, diğeriniz flaşörleri ateşleyecek. Gemi görüntülerini alır almaz geri çekileceğiz.”

Ocean, devasa çelik kalkanı test ederken titriyordu. Olive ona dokundu:
“Sakin ol. Yanındayım.”

GÖKYÜZÜNE KARŞI

Ağır çelik kapılar açıldığında, toz bulutunun yoğunluğu hepsinin nefesini kesti. Oen, Avva’nın elini tuttu:
“Benimle gel. Asla bırakmayacağım.”

Dışarı adım attıklarında, gökyüzündeki devasa gemi ilk kez bu kadar net görünüyordu. Kristalden yapılmış gibiydi ve üzerinde garip ışıklar dans ediyordu.

“Tanrım…” diye mırıldandı Avva. “Bu şey canlı gibi!”

Aniden, Eluzacid damlaları yağmaya başladı!

“KALKANLAR!” diye bağırdı John.

ÖLÜM YAĞMURU

Çelik şemsiyelerin altında çığlıklar yankılandı. Bir gönüllü, kalkanını tutamadı ve yeşil damla koluna değdi.

“AHHH! YAN—”

Cümlesini bitiremedi. Vücudu saniyeler içinde eridi ve geriye kalan toz bulutu gemiye doğru yükseldi.

Oen’in gözleri dehşetle açıldı:
“Hareket edin! Flaşörleri şimdi ateşleyin!”

GERÇEĞİN ANI

Bilim ekibi dev flaşörleri çalıştırdı. Milyonlarca voltluk ışık patlamaları gökyüzünü aydınlattı.

Ve o an gördükleri her şeyi değiştirdi:

Gemi canlı bir organizmaydı! Yüzeyinde damarlar atıyor, gözler açılıp kapanıyordu!

Profesör Danny’nin sesi telsizden çatladı:
“Bu bir gemi değil! Bu bir YAŞAM FORMU! Tanrım… belki de tüm gezegenleri böyle istila ediyorlar!”

EVA’NIN ÇIĞLIĞI

Tam o sırada, Eva’nın çığlığı sığınağın içinden duyuldu:
“ANNNE! ONLAR BENİ ALIYORLAR!”

Avva dehşetle arkasına döndü. Sığınağın içinden yeşil bir ışık sütunu yükseliyordu!

“EVA!” diye çığlık attı koşmaya başlarken.

Oen onu durdurmaya çalıştı:
“Avva, hayır! Çok tehlikeli!”

Ama Avva çoktan ölüm yağmurunun altına dalıyordu.

SON SEÇİM

Oen bir an tereddüt etti. Sonra çelik kalkanını fırlattı ve Avva’nın peşinden koştu.

Ocean ve Olive şaşkınlıkla bağırıyordu:
“Oen! Geri dön! Deli misin sen?!”

Ama Oen artık duymuyordu. Tek bildiği şey vardı:

Ya hep beraber… Ya hiçbirimiz.

Enable Notifications OK No thanks