Haberveriyoruz Güncel Haber Yayın Siteleri Gündemdeki Haberler Sondakika Haberleri Habver Veriyoruz 'Hareket Eden Herşeyi Öldür' Bölüm 19 - Guncel Haber Yayin Sitesi
Haber Veriyoruz
Güncel Haber Yayın ve Yorum Sitesi

‘Hareket Eden Herşeyi Öldür’ Bölüm 19

O gün gelmişti. Düşman kimdi ve nasıl bilinmesi gerekiyordu.

917

Oen odaya girdiğinde, Anna ve Eva’yı her zamanki gibi üzgün ve endişeli bir halde buldu. İkisi de derin bir kaygı içinde, geleceğe dair belirsizlikle boğuşuyor gibiydi. Oen, Avva’nın omzuna elini koyarak, “İnşallah bu zor günleri atlatacağız. Sabırlı ve güçlü olmalıyız. Sadece biz değil, tüm insanlık böyle olmak zorunda,” dedi. Avva, yalnızlığın verdiği acıyla başını Oen’in omzuna yasladı.

Oen, Eva’yı da kucaklayarak, “Eva’cığım, sen artık benim kızımsın,” diyerek ona sıkıca sarıldı. Eva ise çaresizce Oen’e tutundu. Çünkü Oen onun babası değildi, ancak bu yeni duruma alışması gerekiyordu.

O akşam, Oen ile Avva arasındaki duygusal bağ giderek derinleşmeye başlamıştı. Avva, Oen’den başka kimseyi tanımıyordu ve Oen onu kurtarmıştı. Ancak Oen, yeni bir ilişkiye hazır değildi. Geçmişinde yaşadığı büyük bir hayal kırıklığı onu hâlâ etkiliyordu. Bir önceki ilişkisi, uyuşturucu bağımlısı olan sevgilisi yüzünden tam bir yıkıma dönüşmüştü. Oen, yıllarını onu kurtarmaya adamış, ancak uyuşturucu denen illetten kurtulmak kolay olmamıştı.

Oen, sabırlı ve güçlü bir insandı. Hayatı boyunca her türlü zorluğa göğüs germiş, ancak hiçbir zaman kötü alışkanlıklara yenik düşmemişti. New York’a geleli birkaç yıl olmuştu, ancak Türkiye’deki hayatında da her zaman iyi bir insan olmayı başarmıştı.

Avva’ya sıcak davranmasına rağmen, Oen onu kullanmak istemedi. Aralarındaki yakınlaşma ne kadar güçlü olsa da, Oen bu ilişkiye henüz hazır değildi. “Bu ilişkiye başlamak için erken, biraz daha zamana ihtiyacımız var,” diyerek Avva’ya iyi geceler diledi ve odasına çekildi.

O gece Oen’in gözüne uyku girmedi. Kafasında bir sürü soru vardı. Yeni bir ilişki, hem de bir çocukla birlikte… “Bunu bir kenara bırakmalıyım,” diye düşündü. Asıl önemli olan, insanlığı bu düşmandan nasıl kurtaracağıydı. Bu düşüncelerle sabaha kadar uyanık kaldı.

Sabahın erken saatlerinde kapılar çalındı ve herkesin göreve hazırlanması istendi. Tüm gönüllüler, büyük bir salonda toplandı. Newlife şehrinin her köşesinde korku ve endişe hakimdi. Özellikle göreve katılacak olanların yüzündeki gerginlik daha belirgindi.

John kürsüye çıktı ve etrafına bakarak, “Arkadaşlar, göreve katılacak herkes hazır mı?” diye sordu. Herkesin hazır olduğunu gördükten sonra konuşmasına başladı:

“Arkadaşlar, en büyük sorunumuz gökyüzünün aydınlanmaması. Öncelikle havadaki toz bulutunu dağıtmak için bir makine tasarlıyoruz. Ayrıca, yüksek voltajlı flaşör lambaları kullanacağız. Bunlar hazır olduğunda dışarı çıkacağız. Ayrıca, gökyüzünden yağan Eluzacid’ten korunmak için özel giysiler tasarlıyoruz. Şimdilik, çelik levhalardan yapılmış şemsiyeler kullanacağız. Bu nedenle, herkes ikişerli gruplar halinde hareket edecek.”

John, devam ederek, “İlk işimiz toz bulutunu dağıtmak ve ardından flaşörleri yakarak gökyüzündeki geminin resimlerini çekmek olacak. Önce neyle savaştığımızı görmeliyiz,” dedi.

Ayrıca, aramıza yeni katılan ve Eluzacid maddesi üzerinde çalışan bir grup bilim insanı var. Onların bulgularını en kısa zamanda sizinle paylaşacağız.

Ardından Albay Daniel kürsüye çıktı ve gür sesiyle konuşmaya başladı:

Sevgili gönüllüler, bu zor günlerde hepimiz birlikte savaşacağız. Kayıplarımız olacak, ancak her birimiz insanlığın kurtuluşu için mücadele edeceğiz. Özveriden başka çaremiz yok. Bu nedenle, her türlü öneriye ve fikre açığız. Lütfen, aklınıza gelen her şeyi bizimle paylaşın. Size özel giysiler, teçhizatlar ve elektroşok aletleri vereceğiz. John’un da dediği gibi, herkes ikişerli gruplar halinde hareket edecek. Çünkü birinizin çelik levhayı tutması gerekecek. Lütfen dikkatli olun ve gözlerinizi dört açın.”

Oen, bu konuşmaların ardından Avva’ya döndü ve “Bu görevden sağ salim dönersek, Newlife şehrini birlikte gezmek istiyorum. İçeride neler olup bittiğini merak ediyorum,” dedi.

Avva, “Tabii, Allah yardımcımız olsun,” diyerek gülümsedi. Oen, hemen Ocean ve Olive’e dönerek, “Aman dikkatli olalım. Hatta dörtlü bir grup olarak hareket edelim,” önerisinde bulundu. Ocean, iri yapısına rağmen pek cesur biri değildi. Olive ise Ocean’ın ne bulduğunu merak ediyordu. Çünkü Olive, güzelliğiyle dikkat çeken bir kadındı.

John tekrar kürsüye çıkarak, “Arkadaşlar, araçlar neredeyse hazır. Önce onları güvenli bir şekilde dışarı çıkarmamız gerekecek. Tüm ekipmanlar hazır olduğunda, hep birlikte dışarı çıkacağız,” dedi.

Bu şekilde metin daha heyecanlı ve akıcı hale getirilmiş, aynı zamanda dil bilgisi hataları düzeltilmiştir.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More

Enable Notifications OK No thanks