Biz asla gerçek Mümin olamayacağız.
Hayatı, olayları, var oluşu, varlığını hatta yokluğunu anlaman için önce kullandığın kelimeleri sonra kurduğun cümleleri bilmelisin. Daha sonra ise yaşadığın hayatı ve sahip olduğun inancı yargılamalısın.
Tamam bu hayat senin hayatın ancak oluşturmuş olduğumuz bir toplum, birleşmiş olduğumuz bir din, bir dil, bir bayrak ve sınırları belirlenmiş bir ülke de mevcuttur. Ve daha ilerisi birlikte paylaştığımız bir dünya da bulunmaktadır.
Bunlardan dolayı kavraman gereken bir insanlık anlayışı olması gerekmektedir. Yaratıcı sizi inanmanız veya inanmamanız için özgür bırakmış olabilir ancak insan olarak ‘İnsanı ve insanlığı hiçe sayarım…’ özgürlüğüne sahip değilsiniz. Bu ne demek…
Baba iseniz sorumluluklarınız var, öğretmen iseniz doğruları öğretmeniz gerek, yönetici iseniz yapmanız gerekenler var, avukat iseniz uymanız gereken kurallar var, savcı iseniz vicdana sahip olmanız gerek, polis iseniz toplumu korumalasınız gibi uzayan bir toplumsal yapı mevcut. Bu yapı insani vasıfları uygun olarak ilerliyor ise ki öyle kabul ediyoruz uymamız gereken kurallar var.
Aslında size hayatızını kazandıran bizler, bizlere hayatı kazandıran da sizlersiniz. Ne biz olmadan siz nede siz olmadan biz olabiliriz. Bir kere bunu kavramınız gerek. Kafanızdan ayrımcılığı silmeniz gerekmektedir. Çünkü tüm ayrımcılıkları zaten insan oluşturmuştur.
Yaşam eninde sonunda ne pahasına olursa olsun inanca dayanmaktadır. Şeytanada tapsanız, ataist de olsanız, Yahudi olarak da doğsanız, Hristiyanlığı da seçseniz, Budizm’i de destekleseniz, İslam’ıda seçseniz, Müslümanda olsanız, hiç inanmasanızda varlık olmak yokluk olma ile biteceği için kapıların tümü inanç ile açılır inanç ile kapanır. Bunu kabul etmek zorundasınız. Kabul etmiyorum diyen muhakkakki bir inanca sahiptir sahip olmasa da inançsızdır. İnançsızlık bile bir inanç sayılmaktadır.
Durumu böyle kabul ederseniz eğer bizler yani İslam’ı seçmiş ve Müslüman olmuş toplumlar dinimizdeki bireyleri Mümin olarak tanımlamaktayız.
Kelimelere takılmayın diyeceğim ancak bu kelimelerin nasıl oluşturulduğunu ve kimler tarafından meydana getirildiğini asla bilemiyoruz. İnandığımız kitabı (Kuran’ı Kerim) kabul ederek onda varsa inanıyoruz.Sonuç itibari ile Mümin kelimesi veya onun içerdiği anlamlar bizim için tanımlanmış ve hazırlanmıştır.
Bir kelimenin özü anlam içeriğidir. Anlam içeriği çok geniş kapsamlı olsa bile özünde yatan bir durum söz konusudur. Örneğin Mü min hecelediğiniz de ‘Mü‘ Müslüman kelimesinden ‘Mim‘ de Kuran’ı Kerim deki Bakara süresinden gelmektedir. O zaman bunu doğru ve içeriği çok yüklü bir kelime olarak kabul edebiliriz.
Şimdi buradan Mümin kelimesinin açıklamasını bana yapmak düşmez artı düşenlerde araştıranlar, araştıranlarda geçmişden gelen bilgiler ile bunu sunmaktadır.
Ben şunu bilirim…
Mümin; Yalan söylemez, sahtekarlık yapmaz, başkalarının sırtından para kazanmaz, faizi ve zammı kabul etmez, küfür etmez, ihanet etmez, dolandırıcılık yapmaz, paraları ve maddeyi zimmetine geçirmez, zina yapmaz, hırsızlık yapmaz, adaletsizliklere göz yummaz, hukukun üstünlüğünü gözetir,…
Mümin; Doğrudur, dürüsttür, samimidir, çocukları sever, kendinden büyüklere saygı gösterir, insana değer verir, inançlara saygı gösterir, insanı ve insanlığı korur, hakları gözetir, sevgi ve saygı doludur, gerçekten inanandır, ibadet etmesini bilir, her insana saygı gösterir, inançları ayırmaz, temizdir kirli ortamları sevmez yada terk eder, hakkı ve hukuku savunandır, yaratıcını kurallarını bilir ona göre hareket eder…
şimdi siz karar verin bu vasıflardan hangilerine sahipsiniz ve sizi daha iyi bir Mümin yapmaktadır..
MAG