Yanlız bir ağaç gibiydim gecenin karanlığında…

O da çıplaktı bende...

Gecenin çıplaklığında yalnız bir ağaç gibiydim.

Dallarım gökyüzüne doğru yükselmişti. Yapraklarım solmaya başlamıştı. Kökümde bir acı hissediyordum. Çünkü toprak değişmişti.

Gövdem kıvranıyordu. Gübre yerine başka şeyler vermişlerdi. Su diye haykırıyordum. Gökyüzünden düşen bir kaç damla yağmur vardı. Dallarım yakalamak için onlara uzandı…

Tombik

Yine gece olmuştu. Sessizdi diyemiyorum çünkü değildi. Bir takım fısıltılarda vardı karanlığın derinliğinden gelen aralarında bazı haykırışlar ve yakarışlar.

Dallarımı aşağı doğru sarkıtıp siviri ve karanlığın yanlızlığında etrafa bakındım belki yeni açmış bir fidan görürüm diye. Halbuki bütün fidanlar kurutulmuş onların yerine sahte fidanlar dikilmişti.

– Ağlayamıyordum gözyaşı kalmamıştı.

Belki bulutlar benim için ağlar diye düşünürken sahte bulutlardan düşün yağmur damlaları canım acıtmaya çalışıyordu. Kendi kendime neler oluyor diye demeye başlamıştım. Eğilmiş boynum bir anda gökyüzüne kalktı ve baktı anladım ki o an bir yaratıcı vardı…

Oradaydı, bizi izleyen, bize yol gösteren melekleri ile ‘Kulum…’ diyordu da biz duyamıyordık…İşte o an anladım. Karanlığın ardından bir ışık doğacaktı.

Gece her ne kadar soğuk ve ürkek olsada sabahı bulacak, yapraklarım güneşi görecek dallarım tekrar semaya kalkıp tüm dünyaya haykıracaktı.

Ben çıplak gece çıplaktı, yalnızlığın sıcacık kollarında bir ağacın tekrar yeşermişliği gibiydim bazen gün doğumunda.

Sabah olmuştu. Ama gerçek aydınlık yoktu ortalıkta. İnsanlar etrafı karartmıştı. Hepsi birer kuruyan ağaca dönüşmüştü.

  • Anladım ki gündüz de gecede aynı şuan sahip olduğumuz hayatta.

Gece ne kadar çıplak ise gündüz de o kadar çıplaktı ve ben gündüzde yalnız bir ağaç gibiydim…

MAG

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More

Enable Notifications OK No thanks