Suç ortamını oluşturan, suçu işleyen, suçluyu arayan ve suçluyu cezalandıran bir sistem.

Ne kadar manyakça değil mi? Kendi kurduğu düzende kendi kendi ile oynayan bir yapı.

İnsanları aptallaştıran sonrada onları aptal yerine koyup yüzlerine aptal diyen bir düzen formu ile karşı karşıyayız. Tabi bir de hiç bir şey olmamış gibi davranan…

Düşünüyorum, böyle bir düzen formunu hangi zihniyete sahip insanlar meydana getirebilir. Yoksa insan dışı varlıklar geldi de bizi kontrol altına mı almaya çalışıyorlar. Bizim gibi görünüp bizim gibi yaşayarak…Bu da başka bir teori tabi ki.

Evet kader dediğimiz tabi ki bir inaç yapısı mevcut. Ancak milyarlarca insanın kaderi kötü olamaz. Milyarlarca insanın alın yazızı aynı olamaz. Böyle düşünmek de aptallıktır.

Çevrenize bir bakınız…bir insan yığıntısından başka ne görüyorsunuz. Neden insan olmak yerine sürekli çoğalıyoruz. Yada neden çoğaltılıyoruz.

Cinsel fantazilerin, seksin dip noktasını bulan insan, dünyaya getirdiği çocuklara ne sahip çıkabiliyor ne de onları birer insan olarak yetiştirebiliyor.

Varlığının üstünlüğünü kaybeden ve yolunu şaşıran bir yaşam tarzı kurulan sistemin ve düzenin eseridir. Ve düzen suç ortamını oluşturuyor, suçu işliyor, birilerini suçlu ilan edip cezalandırıyor. Bu tür yaşam tarzı kader değil kederdendir. Bize keder tohumları eken, yeşillendiren ve hayatımıza mal edenlerde onlardır.

Onların kim olduğu gözlerimizin önünde, yediklerimiz de, içtiklerimiz de ve izlediklerimizde…

MAG