Paylaşmak…

Bir hücrenin içerisindesiniz...

Doğru zaten bir hücreden meydana geldiniz…

Paylaşmak; aslında bu kelimenin altında yatan gerçek anlamı değil bilinç altımıza yerleştirilmiş paylaşımlardır. Yani paylaşmıyorsunuz sadece paylaşılıyor ve paylaştırılıyoruz.

Nasıl mı?

Tombik

Kimliğiniz, düşünceleriniz, hayalleriniz ve ticaretiniz bir takım paylaşımı icad edenler tarafından paylaşılıyor.

Özellikle sosyal ağlar. Sosyal ağlar kişisel birer hücredir. Bunu size bir kaç kez açıklamaya çalıştım ama siz bir türlü anlamak istemiyorsunuz.

Sosyal ağlar tamamen bir insan hücresi yapısına sahiptir. Damarlarımız ise birer yoldur. Bu hücrelerde kan yerine arkadaşlarınız ve size verilmiş olan kişiler vardır yada sizin tercih ettiğiniz.

Şimdi damarda kan akarken bundan beyin ve kalp haberdardır. İşte sizde hücrenizde bir şey paylaştığınızda bu durumdan haberdar olan bir üst akıl ve bu düzeni kuran bir alt akıl mevcuttur. (Ben bunlara vampiryan diyorum)

Siz paylaşıyorum zannedersiniz aslında paylaştığınız ve siz paylaşılırsınız. Artık nerelere paylaşıldığınız ise saklı ve gizlidir. Onu da siz bulun…

Paylaşım ağları denilen yani sosyal ağlar eğer bir kontrol mekazinması içerisinde olmasa tüm insanlık özgürlüğü haykıra bilir, birbirleri ile kolay bir şekilde iletişime geçip örgütleşebilirdi.

Hatta ortaya öyle fikirler, öyle düşünceler, öyle hayaller çıkardı ki belki dünyayı terk eder başka gezegenlere yerleşebilirdik. Hayat formumuz bir anda zenginleşir farklı bir hayat formuna bürünebilirdi.

Bir düşünün ki yaratıcı neden insanların ibadet etmesini istemiş hatta beraber yapmalarının daha farklı olacağını bize iletmiştir. Demek ki birlik ve beraberlik de bir güç var bir enerji var.

Onun için paylaşımın önüne bariyerler koyulmuş kontrol altına alınmıştır.

‘Düzen’ bozulmasın. İnsanlar bir araya gelmesin ve iyilik enerjisini oluşturmasınlar. Çünkü iyilik enerjisini oluşturur iseniz size inancınız, yaratıcınız ve onun yarattıklar yardım edecektir. Bunu çok iyi bilmektedirler.

Onun içindir ki paylaşıyorum zannetmeyin. Hele ki o ‘Beğen‘, ‘Like‘ ‘Live Chat‘ falan yüzde doksanı fake yani tamamen sanal. Hatta satın alıyorsunuz. Facebook’a, Twitter’a, Google’a parayı bastırın bir milyon beğeni versin…neden ‘free’ zannediyorsunuz.

Korkunç değil mi? Bir hücreye kapatıldınız.

İletişim diye bir kaynak bir özgürlük var ama bunu kullanamıyorsunuz.

MAG

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More

Enable Notifications OK No thanks