Bugün biraz düşündüm…
Doymayan bir nefisle insanlığı yönetemezsiniz.
Akledilen enerji kaynağına ulaşmadan, fiziksel boyutları aşmadan, insani değer yargılarını yüceltmeden vardığınız nokta aslında varış değil bitiş noktanızdır.
Sahip olduğunuz enerjinin görünmeyen ve bilinmeyen noktasında, var olan inanç kıvılcımı alevlenmeden insanlık mertebesine ulaşamaz üstünlük vasfını kazanamazsınız.
Fiziksel oluşumların aslında yok olmaya hazır birer fiziksel olgular olduğunu anlamadığınız sürece onları madde olarak edinmeniz ve güçlü olduğunuzu sanmanız, çok büyük bir yanılgıdır.
- Aslında var oluşunuzun bir döngü sonucu olduğunu kabul etmemeniz ve size sunulan hayatı yargılamadan yaşamanız nefsinizin sahip olma duygusunun başlangıcıdır.
- İstek ve arzuların aslında birer hayalden ibaret olduğunu zevkin ise yaratıcı tarafından size verilen bir titreşim olduğunu algılayamamak inanç zayıflığından kaynaklanmaktadır.
İlmin ve bilmin gerçek te aynı kaynaktan meydana geldiğini öğrenemediğiniz sürece dinleri parçalayıp insanları ayrıştırmanız tamamen bu duruma bağlıdır.
Yazmanın okumaktan meydana geldiğini okumanın ise yazmayı dallanıp budaklandırdığını ve size ilim verdiğini asla unutmayınız.
Onun için insanı sahip olduğu maddenin değil ilmin veya bilimin yöneteceğini çok iyi bilmeniz gerekmektedir.
Düşünen İnsan…
