Sign in
Sign in
Recover your password.
A password will be e-mailed to you.
Tarama Kategorisi
Yazarlar
mehmet arkın gürbüz
Bilgi ve İlim paylaşmak içindir
İnsan birdir kendisi ve diğer insanlar için diridir ve tüm insanlığı kendini kabul ettiği gibi kabul eder.
3 ncü Dünya savaşı mı çıkacak? İnsanlığı yönetmeye çalışanlar ve Şeytani gruplar kimler.
Hiç savaş yaşamadığınız için savaş kelimesini kolayca kullanıp telavuz etmeniz onu basite almanızdır.
Ve Gan or We Gun
Her şeyi boş verin. Hiç düşünmeyin. Hatta mümkünse beyninizi boşaltın.
Göreceksiniz ki ve duyacaksınız ki insan olma duyu organlarınız algılama ve his yönetimi ile beyninize verileri yazacak ancak...
Yani ne birisinin sizinle konuşarak bilgi vermesine ne de benim gibi birisinin size yazarak bir şeyleri anlatmasına gerek kalmayacak.
Ancak siz şansınızı sürekli zorluyorsunuz. Dürtüleriniz sizi o kadar çok dürtüyor ki bundan rahatsız olmak yerine yeni dürtüler üreterek hayatınıza yön veriyorsunuz.
Bazıları o kadar…
Unutmayın, bir meniden meydana geldiniz.
Yaradan var...
Yoktan var eden, size muhteşem bir var oluş sunan ve tamamen sizi sahip olduğunuz hayatta özgür bırakan bir yaratıcı...
Her ne kadar her gün düdüklensenizde...her ne kadar gelen giden parmak atsa da siz siz olun insanlığınızı kaybetmeyin...
Sabreden mükafatını alır. Sabretmeyen ise yarı yolda kalır...
İçtiğimiz suylada oynasalar, soluduğumuz havayı da değiştirseler, size yeni bir beden de biçseler, savaşmaktan vazgeçmeyin...
Varlığınızın varlığını ispat etmeniz için bunları yapmanız gerek…
Varoluşumuzun kaynağı ve sonucu nedir?
Çizgileri aşmak...
Hangi kurala uyarsanız uyun hangi yolu takip ederseniz edin, hayata bakış açınız eğer bir saplantı içerisinde ise asla gerçeği görme şansınız olmayacak ve algılama yetilerinizi kazanamayacaksınız.
Bir yazıyı okurken o yazının içinde neler olması gerek diye düşünmektense okuyan kişinin hayat felsefesine hitap etmek cümlelerin anlam ifadesini ortaya çıkarır okuyucuya değer verir.
Paragraflarda her hangi giriş, gelişme ve sonuç olmadan kelimeleri kullanarak cümleleri oluşturup akılcılık vermektense…
Düşünen insanın düşündükleri…
Bugün biraz düşündüm...
Doymayan bir nefisle insanlığı yönetemezsiniz.
Akledilen enerji kaynağına ulaşmadan, fiziksel boyutları aşmadan, insani değer yargılarını yüceltmeden vardığınız nokta aslında varış değil bitiş noktanızdır.
Sahip olduğunuz enerjinin görünmeyen ve bilinmeyen noktasında, var olan inanç kıvılcımı alevlenmeden insanlık mertebesine ulaşamaz üstünlük vasfını kazanamazsınız.
Fiziksel oluşumların aslında yok olmaya hazır birer fiziksel olgular olduğunu anlamadığınız sürece onları madde olarak edinmeniz ve…
Yine kalem durmadı yerinde, beyin yine düşünmek zorunda kaldı…
Tepki göster yoksa etki altına alınırsın...
Etki altına alınman önemli değil ise din diye haykırıp insanlara İslam ülkesiyiz Müslüman'ız diye haykırma. Çünkü sen neden İslam'ın olması gerektiğini neden Müslüman gibi yaşamn gerektiğini anlayamamışsın.
Adaletin olmadığı bir toplumda, aile yapısının bozulduğu küçük birimlerde, bireylerin dinlenmediği bir ülkede tepki göstermez isen etki altına alınır ve bir köle gibi yaşatılırsın ancak bunu da hiç bir zaman anlayamazsın.
Uydurulmuş ve şeytana inananların kurmuş olduğu…
Neye adapte oldunuz?
Var olmaya adapte olmak.
Ellerim, ayaklarım, tüm bedenim şekil itibari ile aynada gördüğüm gibi ancak biliyorum ki görünmeyen, göremediğim bir enerji de var.
Fizikselliğin bittiği, varlığının parçalara ayrıldığı, bize öğretilen ruh, nefis, can ve beden mi sadece var olmayı ispat eden...Yoksa bilmediğimiz algılayamadığımız var olmamızı gerçek anlamda ifade eden bir enerjie daha mı var...
Oluşumların meydana gelmesi, meydana gelenden tekrar bir takım var olmaların döngüsü, insan bedenindeki çalışma enerjisi gibi…
Son Enerji Kaynağını Bulmamaz Gerekli.
İnsanlığın aradığı son enerji kaynağı...
İnsan sahip olduğu akıl ve aklın oluşturduğu enerji düşünceleri ile var oluşunu araştırmak istemesi gayet normal bir durum ki yaratıcı zaten buna izin vermiş olabilir.
Peki nereye kadar koşacağız ve ne kadar hızlı olacağız...İşte önemli olan budur. Durmamız gerektiğinde duracak, etrafımıza bakacak ve tekrar koşmaya devam edeceğiz.
Aradığımız enerji yoksa bitiş çizgisinde bizi mi bekliyor yoksa bitiş çizgisi yok mu?
Zaman, mekan, teknoloji, varlık, olan veya olmayan bir…
İçimiz dışımıza yansıyabilse idi…
Keşke içimiz dışımıza fiziksel olarak yansıyabilse idi...
Evet; Eğer içimiz dışımız gözüke bilse idi ne kadar güzel olurdu. Herkes aynaya bakar belki de bu ben değilim diyerek kendini inkar ederdi.
Fiziksel görünüme bakıp da iç dizayn oluşturmak ve iç tasarım yapmak ne kadar yanlış bir durum. Çünkü değişen bir fiziksel yapıya sahipsiniz.
Halbuki yaşam formunun oluşturduğu insan olma etkeni inacımızdan dolayı düz bir çizgiye sahiptir. Yani bir denge bir terazidir. Ne sağa kaymalısınız ne de sola...
Belki de…
Varlığı Oku Mak…
Fiziğin var oluş sebebi nedir? Fiziğin olmadığı bir var oluş söz konusu olabilir mi? Olabir ise bunu nasıl algılayacağız...
Sonsuzluk dediğiniz nedir? Gözlerin göremediğimi yoksa sahip olduğumuz fiziğin algılama kapasitesinin sınırı mı?
Yoksa var olmak bir enerjinin kendini meydana getirip, şekillenip kendini yenileyerek yok olması mı?
Varlık neden var olmalıdır veya yaşam formunun amacı nedir?
Yoksa her var oluşun bir sonu ve yeni bir başlangıcı mı var...Sonsuz bir dengenin içerisinde miyiz?
İnsan denen…
Egosu tatmin olmayan tipler ve bol bol konuşanlar.
Tonlarca konuşmanıza gerek yok...
Tabiri caiz ise bir kaç kelime sizin şahsiyet ve karekterinizi net bir şekilde açıklar veya ele verir. Onun için sürekli açıklama yaparak ne kendinizi yorun ne de karşınızdakini
- Hani şu her zaman izlediğimiz Televizyonlardaki tartışma programları var ya aslında çok gereksiz çünkü oraya çıkan kesinlikle bir düşünceye sahip ve onu savunmak için oraya çıkıyor yada çıkartılıyor.
Sabaha kadar tartışıyorlar bakıyorsunuz ertesi gün değişen bir durum yok. E o zaman neden tartıştınız diye…
Tarihe not düşüyorum…
Kanımızı emen kansızlar gelin kanımı son damlasına kadar vermezsem nağmerdim.
Bir mehmet giderse başka bir mehmet gelir. Elbette her zaman birileri adaleti savunacaktır. Bunu beyninizin en derin noktasına yazın.
Sizin oluşturduğunuz ile bizim yazacağımız tarih çarpıştığında nelerin olacağını çok net bir şekilde göreceksiniz.
Sizin mahşer gününüz ile bizim sonsuzluk hayatımız arasında hiç bir şey olmayacak ancak siz o sonsuzluk hayatına geçiş yapamayacaksınız.
Belki kalemi kırarız diye sürekli yaptığınız sinsi…
Geçici kavramlar üzerine yazmak veya hiç yazmamak.
Herhangi bir konu üzerine yada herhangi bir kişi üzerine yazmak.
Pastın Past oluş sebebi zamanın akışından mı yoksa güneşin doğup batmasından mı veya bilinmeyen bir enerjinin hareket halinde olmasından mı...
Bilmenin vardığı noktayı anlamadan bilmek, öğrenmenin verdiği bilgi ile bilmeyi oluşturmanın sonucu sizce ne olacak veya ne olabilir...
An Lam dediğimiz şeffaf bir enerjinin oluşturduğu maddeyi gözle göremediğimiz ve fizik olarak tanımladığımız var oluş kaynağını oluşturan yaratan bize vermek istediğini ne kadar…
Ben, ben olamadığım, siz, siz olamadığınız sürece…
Ben ben olamadığım sürece...
Bilgi denen veri kaynağı nasıl oluşuyor hiç düşündünüz mü? Sürekli deneyler mi yapılıyor? Yoksa deneme yanılmalarla veriler mi elde ediliyor...
Yada birileri tarafından fiziksel oluşumlara isimler verilerek bize mi öğretiliyor...
Bilgi insan için mi yoksa bilgi bilginin kendisi için mi? Bil gi, bilmek ve gitmek mi dersiniz.
Kaynak dediğimiz veri, ilk bulan, ilk düşünen, ilk test edene mi ait...
Öğrenmenin, eğitim almanın amacı ve hedefi nedir? Daha iyi bir yaşam veya daha iyi bir…
Hayatımız çarpıtılmış ve çurputulmuştur.
Çarpuk çurpuk hayat formları...
Zaten bu hazinli ve hüzünlü hayatı siz kurmadınız mı? Bir avuç mutluluğun altında yatan milyarların gözyaşları.
Aldırmamak ise vicdansızlığın geldiği son nokta ve inançsızlığa itaat etmenin hat safhasıdır.
Bedenin madde ile bütünleşmesinin ve makinelerle çarpıklaştırılmasının hangi mantık ile insan olma vasıflarına uymaktadır.
Hiç bir şey yapmayın sadece düşünce kutunuzu açın belki orada bir kaç sihirli kelime ile kalbinize bir yol açılacaktır.Çünkü algılama kalp ile başlar beyin ile…
Eğitim almadık eğitildik.
Bilgi dene data veya veri neydi ve bizlere ne öğretildi. Bunu kim ve neden yaptı...
Çok fazla derinlere inmeye gerek yok ancak bilgi bir kuyu gibidir fakat dibi yoktur. Öğrenmek bir dipsiz kuyudur başlangıcı vardır bitişi olmaz, çünkü akıl denen bir enerji veri depolayan bir beyin mevcuttur.
Gelin görün ki fiziksel verilerin ve fiziksel yaşam formunun eğitiminin dışında birde görünmeyen hissedilebilen verilerde söz konusudur. Hiç bir zaman bize öğretilmeyen sadece basit bir felsefe ile açıklanan bazı dersler gibi pas…
İnsanlığın kaynağı tükenmek üzere…
Sana kısıtlanmış bir kaynaktan sesleniyorum.
Neden seni yaratana inanırsın ve neden ona itaat edersin?
Neden bir takım insanlar elçi olarak seçilmiştir, neden bir takım kitaplar gönderilerek sana doğrular öğretilmeye çalışılmıştır.?
Neden inanmak zorundasın?
Bunların bir sebebi olması gerek. İlahi yaratıcının senin zerrene bile ihtiyacı olmadığı halde neden sana tavsiyeler de bulunup itaat istemiş, elçi göndermiş ve kitaplar yazdırmıştır.
Düşünceleri açmadan düşünceye varamaz gerçekleri bulamazsınız.…
Yalanlar sizi bir çukura doğrular ise insanlığa sürükleyebilir.
Herşey yalan dolan...
Geldiğimiz nokta bu. Madde için ruhunuzu satarsanız varacağınız nokta yalanlardan oluşmuş bir hayattır.
Önce insani değerleri kaybeder sonrada bir canavar haline gelirsiniz ve gerçekler ortadan kaybolur.
Biraz geri gitmenizi tavsiye ederim...
Geçmiş benim için her gün ölsede bugünü öldürende sizsiniz ve gelecek projeleriniz kimin için oda anlaşılır değil.
Hayatın bedeli ölüm ise sahip olduklarınızın bir bedeli olması gerek. Ve bu bedeli sizden sahip olduklarınızı veren istemeye…