Haber Veriyoruz
Güncel Haber Yayın ve Yorum Sitesi

Toplumsal Vicdanın Sessiz Dili.

Kontrol ve Özgürlük Üzerine Bir Düşünce

25.381

Toplumsal Vicdanın Sessiz Dili: Kontrol ve Özgürlük Üzerine Bir Düşünce

Dijital çağda birey olarak var olmak, çoğu zaman görünmez bir izleme ağının içinde yürümek gibidir. Konum verilerimizden alışveriş tercihlerimize kadar uzanan sayısız iz, modern dünyada bizi tanımlamak için kullanılıyor. Bu durum, Michel Foucault’nun panoptikon metaforunu hatırlatır: İnsan kendini sürekli gözetim altında hissettiğinde, dış baskı olmasa bile kendi davranışlarını denetler. Ancak gözetim yalnızca distopik bir tehdit değildir. Aynı zamanda kolektif sorumluluk için bir ayna olabilir. Bu yazının amacı, gözetim ve kontrol kavramlarını korkuya değil, eleştirel farkındalığa davet edecek biçimde tartışmaktır.

2. Tarihsel Perspektif: Gözetimin Kısa Serüveni
İbn Haldun’un mukaddimesinde anlattığı üzere, toplum düzeni çoğu zaman gözetim ve itaat üzerinden sağlanmıştır.
Orta Çağ’da şehir kapıları, 18. yüzyılda fabrikaların vardiya listeleri, 20. yüzyılda kitle iletişim araçları… Her dönemin kontrol mekanizmaları farklı araçlara başvurmuştur.
Günümüzde bu rolü, veri merkezleri ve yapay zekâ algoritmaları üstleniyor.
Bu tarihsel çizgi bize, gözetimin toplumsal düzenin kaçınılmaz değil, şekil değiştiren bir unsuru olduğunu gösterir.

3. Teknoloji ve Algoritma Çağı
Yapay zekâ, kişisel verilerimizi işleyerek kararlarımızı tahmin etmeye çalışır. Nöro-etik araştırmalar, insanın bilişsel kısayolları (heuristics) sayesinde öngörülebilir seçimler yaptığını ortaya koyar. Davranışsal ekonomist Daniel Kahneman’ın “Hızlı ve Yavaş Düşünme” modeli, bu öngörülebilirliğin temelini açıklar.

> Not: Buradaki kritik nokta, algoritmaların “niyetimizi” değil, “modellediği kalıpları” görmesidir.
Bu nedenle hatalı genellemeler ve önyargılar sisteme sızabilir.

3.1. Sorumluluk Meselesi
Veriyi üreten bizsek, verinin etik kullanımını talep etmek de bize düşer.
Hannah Arendt’in “banal evil” kavramı, bireyin sorgulamadan sisteme uyduğunda doğabilecek olağan kötülük ihtimaline dikkat çeker.
Dolayısıyla toplumsal vicdan, sistemi suçlamaktan ziyade katılımcı etik üretmelidir.

4. Toplumsal Vicdanın Parametreleri
1. Eleştirel Okuryazarlık: Medya içeriklerini doğrulama, veriyi bağlamsallaştırma yeteneği.
2. Empati: Kararlarımızın başkaları üzerindeki etkisini kavrama.
3. Hukuki Bilinç: Anayasal haklar ve uluslararası sözleşmeler (ör. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) hakkında temel bilgi.
4. Sosyal Dayanışma: Bireysel özgürlüklerin, toplumun ortak iyiliği ile dengelendiği alanlar yaratmak.
5. Adalet ve Hesaplaşma
İnanç perspektifinden bakıldığında, ilahi adalet kavramı birçok kültürde yer alır. Ancak bu yazı, inancı dayatmak yerine adalet fikrinin evrensel boyutuna odaklanır:
Dünyevi Adalet: Yargı bağımsızlığı, yasal şeffaflık, hesap verebilirlik.

Manevi Adalet: Vicdan muhasebesi, toplumsal hafıza, pişmanlık ve telafi mekanizmaları.
Bu ikili yapı, kişisel bir günah–ceza anlayışından çok, toplumsal sorumluluk bilincini pekiştirir.

6. Kontrollü Dil, Şiddetsiz İfade
Metin, duygu yoğun konuları işlerken dahi şiddetsiz iletişim ilkelerini gözetir:
Suçlama yerine gözlem: “Sen beni izliyorsun” yerine “Veri toplama süreçlerinin şeffaf olmadığını gözlemliyorum.”
Yargı yerine ihtiyaç: “Bu yanlış!” yerine “Toplumsal güven için şeffaflığa ihtiyaç var.”
Çözüm odaklılık: Sorunu tanımlamakla yetinmez, pratik öneriler sunar.

7. Pratik Öneriler

Alan Soru Uygulanabilir Adım
Dijital Güvenlik
“Verim kimlerin elinde?”
Açık kaynak şifreleme araçları kullanmak
Eğitim
“Eleştirel okuryazarlık nasıl gelişir?”
Medya okuryazarlığı atölyeleri düzenlemek Hukuk
“Haklarımı biliyor muyum?”
Baro ve STK’ların yayınlarını takip etmek
Toplumsal Diyalog
“Farklı görüşlerle nasıl konuşurum?”
Şiddetsiz iletişim eğitimi almak

8. Sonuç
Gözetilmek yeni değil; nasıl gözetildiğimiz ve ne kadar farkında olduğumuz yeni. Korku veya öfke, kalıcı dönüşüm yaratmaz. Bu yüzden bilgi, diyalog ve merak ile hareket etmek, kontrolün tehlikelerini azaltır. Adalet kavramını “öteki”ne karşı kalkan değil, birlikte yaşama rehberi olarak ele alırsak, toplumsal vicdan sessiz kalmaz.
Kendi kaderini belirleyen toplumlar, gözetimin değil, şeffaflığın yolunu seçer.

Kaynakça (Seçme)
Foucault, M. (1975). “Discipline and Punish”.
Kahneman, D. (2011). “Thinking, Fast and Slow”.
Arendt, H. (1963). “Eichmann in Jerusalem”.

Haber Variyoruz

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (1950).

Lyon, D. (2018). “The Culture of Surveillance”.

Rosen, J. (2012). “The Right to Be Forgotten”.

Enable Notifications OK No thanks