Düşman düşmandır.

İnsanın düşmanı da şeytandır. Bunun böyle açıklanması inanca bağlıdır. İnanç var oluştur, inkar edilemez. Bir yaratıcı mevcuttur gelen kitaplar ve peygamberler bunun açıklamasını yapmıştır.

Ataistler bile bir şeye inanmaktadır, inançsızlar bile bir şeylere tapmaktadırlar. Var oluşun bir sahibi vardır o da yaratıcıdır.

Yaşam nerede başlarsa başlasın, nasıl başlarsa başlasın sonuç sahip olunan inanca dayanır. Kıyamet inançtan dolayı kopacaktır. Hesap sahip olunan inançtan dolayı verilecektir. İnanç insanın yaradılıştan meydana gelmiş ve devam etmektedir. Buraya kadar anladınız herhalde…Yani başlangıç ve son inançtır. Sonsuzluk inanmaktır.

Şimdi neden düşman düşmandır. Çünkü insanın bir düşmanı vardır o da onun yaratıcıya itaatkarlılığını kabul etmeyen bir melektir. Neden? bildiğimiz kadarı ile kibrinden…Yani bugün sahip olduğumuz hayat ve mücadele sadece bundan ibarettir. Böyle düşünmemiz gerekmektedir.

Olaylara, yıkımlara, var oluşlara ya en alttan bakacaksınız yada en üstten. Böyle bakmaz iseniz arada kalır kavrayamaz, algılayamaz ve doğruları öğrenemezsiniz. Bakınız bugün yaşamın gelmiş olduğu noktada bir sürü senaryonun olduğunu görmektesiniz.

Savaş senaryoları, virüs senaryoları, yok dünyayı üstün akıl yönetiyor söylemleri, çıkıp ilginç ilginç açıklamalar yapanlar, medyayı kullananlar bunlar gibi bir sürü insanlığı uçurumun kenarına getirmiş bir rüzgarın estiğini görmektesiniz. Bunların tek bir sebebi vardır insan ve insanlıktır. İnsan ve insanlık söz konusu ise ortada bir inanç savaş var demektir. Yukarıda ne dedik var oluş bir inanç değil miydi? Siz zevk alasınız, çoğalasınız diye dünyaya gelmediniz. Bir inanç eseri dünyaya gelip yaşam mücadelesi veriyorsunuz ve bu durum sizin insan olmanızı ve insanlığı savunmanızı gerektiğini göstermektedir. O zaman insan olmak için en başta; inanmalı, doğru konuşmalı, dürüst olmalı, saygı göstermeli, sevmeli, iyiliği savunmalı, yalan söylememeli, küfür etmemeli ve sahip olduğunuz İslam inancına sahip çıkmalı…buraya kadar anladınız her halde.

Şimdi eğer sahip olduğunuz hayata müdahale, tecavüz veya zalimlik, zorlaştırma gibi özgürlüğünüze müdahale var ise bunu kim yapmaktadır diye düşünmeniz gerekir.

Ben artık size ‘Düzen‘ den bahsetmekten bıktım. Çünkü siz bunu kabul etmek istemiyorsunuz. Bunun sebebini hayatınızın kolay bir şekilde bu kadar düzenli ve mantıklı olarak ‘Düzen‘ tarafından yönlendirilmesi, sizin için kabul edilebilir bir durum değil. Onu anladım…

Sizi sadece düşünmeye davet ediyorum her zaman yaptığım gibi…Yalnız şunu bilmeniz gerek bu yaşamı siz inşaat ettiniz onun bu şekillenmesine siz izin verdiniz.

MAG

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More

Enable Notifications OK No thanks