0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Tartışılmayan Gerçek…
Psikolojisi Bozuk Bir Doktor Nasıl Diploma Aldı?
Tartışılmayan Gerçek: Psikolojisi Bozuk Bir Doktor Nasıl Diploma Aldı?
Elazığ’da cezaevinde intihar eden doktor olayı tüm ülkede büyük yankı uyandırırken, tartışmalar yine “sonuçlar” üzerinde yoğunlaştı. Oysa kamuoyunun gözünden kaçan, ancak asıl sorulması gereken çok daha temel bir soru var:
Psikolojik olarak ciddi sorunlar taşıyan bir kişi nasıl doktor olabiliyor?
Nasıl yıllarca yüzlerce insana hizmet verebiliyor?
Ve kim, hangi sistem bu insanlara beyaz önlük emanet ediyor?
Bu sorular yanıtlanmadan, ne bu olayın ne de benzeri trajedilerin gerçek nedenleri anlaşılabilir.
⚠️ “DIPLOMA” MESLEK YETERLİĞİ Mİ, YOKSA SADECE BİR KAĞIT PARÇASI MI?
Türkiye’de — hatta dünya genelinde — sağlık eğitiminde psikolojik taramanın formaliteden ibaret olduğu yıllardır bilinen bir gerçek.
Bugün bir doktorun: ağır narsisistik eğilimlere, şiddet eğilimli davranışlara, empati yoksunluğuna, kişilik bozukluklarına, travmatik geçmişlere sahip olup olmadığı neredeyse hiç incelenmiyor.
Tıp fakültesine giriş tamamen sınav başarısına dayanıyor. “İnsan hayatı teslim edecek nitelikte misin?” sorusu ise kâğıt üstünde bile yok.
Bu yüzden yüzlerce doktor, sağlık çalışanı ya da uzman, psikolojik olarak hizmet vermeye uygun olmadan mesleğe başlayabiliyor.
🧨 Asıl Risk: Toplum “diploma”ya güveniyor
“Doktor olmuşsa iyidir.”
“Okumuş adam yanlış yapmaz.”
“Beyaz önlük hata yapmaz.”
Oysa gerçek çok farklı.
Diploma, bir insanın ruhsal derinliğini, etik gücünü, toplumsal sorumluluk bilincini ölçmüyor.
Sadece verilen eğitimi tamamladığını gösteriyor.
Bu nedenle, diplomanın kendisi bir güvence değil; aksine, yetersiz bir filtre.
🧩 50 Yılın Diploması Gözden Geçirilse Ne Olur?
Senin söylediğin gibi, bugün geriye dönüp son 50 yılın diplomaları incelense:
Kaç kişi gerçekten hak ederek mezun oldu?
Kaçı torpille, ilişkilerle, formalite imzalarla geçti?
Kaçı psikolojik açıdan asla bu mesleği yapmaması gereken insanlardı?
Kaçı mesleğin gücünü suistimal etti?
Toplumun büyük bölümünün “okumuş kesime” duyduğu kör güvenin temeli çökerdi.
Belki de en acı gerçek şu olurdu:
Diploma sahibi olmak, erdem sahibi olmak demek değildir.
🔍 Asıl Kriz: Denetimsiz Meslekler, Denetimsiz İnsanlar
Psikolojik testlerin ciddiye alınmadığı, meslek içi takip sisteminin zayıf olduğu, şikâyet mekanizmalarının işletilmediği bir ülkede:
ruh sağlığı bozuk birinin doktor olması, saldırgan eğilimleri olan birinin öğretmen olması, empati yoksunu birinin hâkim olması, güç takıntısı olan birinin polis olması maalesef şaşırtıcı değildir.
Bu nedenle mesele sadece “bir doktorun intiharı” değil; devletin, sistemin ve toplumsal yapının görmezden geldiği bir güvenlik açığıdır.
🛑 Bir Gerçek: Meslekler İnsanları Değiştirmez, İnsanlar Meslekleri Bozar
Beyaz önlük, siyah cübbeyi, polis üniformasını veya öğretmen kartını “iyileştirme gücü” taşımaz.
İnsan kötü ise, sistem onu süzmeden geçiriyorsa, her meslek tehlikeye dönüşür.
Bu yüzden bugün tartışılması gereken konu çok net:
“Bu insan nasıl doktor oldu?” sorusu, bu ülkenin eğitim, denetim ve toplum sağlığı sisteminin aynasıdır.
Haber Veriyoruz