0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Yeraltında gizli yeni bir devasa okyanus keşfedildi.
Dünya'daki Su Hakkındaki Bilgilerimizi Değiştirebilir

Yeraltında Gizlenen Devasa Bir Okyanus Keşfedildi: Dünya’daki Su Hakkındaki Bilgilerimizi Değiştirebilir
Northwestern Üniversitesi ve New Mexico Üniversitesi’nden bilim insanları, Jules Verne’in “Dünya’nın Merkezine Yolculuk” romanını andıran bir keşfe imza attı. Araştırmacılar, ABD’nin altında devasa bir yeraltı su rezervuarının varlığına dair kanıtlar buldu. Evet, 1864’te Profesör Otto Lidenbrock’un Dünya’nın yüzeyinin altında nehirler, göller ve ormanlar keşfettiği hikayeler yazan bilim kurgu yazarı, o kadar da yanılmamış olabilir!
Ancak gerçek bir yeraltı okyanusu bulmayı beklemeyin—bu sıvı su değil. Bunun yerine, suyun yapı taşları, Dünya’nın mantosunun derinliklerinde gömülü kayaların içinde hapsolmuş durumda. Eğer doğrulanırsa, bu, gezegenin en büyük su rezervi olabilir—ayaklarımızın altında gizlenen devasa bir kaynak.
Dünya’nın Gizli Su Döngüsüne Derin Bir Bakış
Dünya, geniş okyanusları nedeniyle genellikle Mavi Gezegen olarak adlandırılır, ancak sıvı su sadece manzara için önemli değildir—yaşamı mümkün kılan şeydir. Bilim insanları, levha tektoniği yoluyla yüzey ile derin iç kısımlar arasında ne kadar su hareket ettiğini anlamaya çalışıyor. Bu keşif, Dünya’nın su döngüsü hakkında bildiklerimizi tamamen değiştirebilir ve hatta okyanuslarımızın kökeni hakkında yeni bilgiler sunabilir.
Northwestern Üniversitesi’nden jeofizikçi Steve Jacobsen ve New Mexico Üniversitesi’nden sismolog Brandon Schmandt, yeraltının derinliklerinde suyun gizlendiğine dair işaretler buldu ancak bu su, göller veya okyanuslar şeklinde değil, minerallerin içinde hapsolmuş halde. Araştırmacılar, Kuzey Amerika’nın yaklaşık 640 kilometre altında magma ceplerini tespit etti. Bu bulgu, yüzeydeki suyun levha tektoniği yoluyla aşağı itilebileceğini ve sonunda mantonun derinliklerindeki kayaların kısmen erimesine neden olabileceğini gösteriyor.
Çalışmanın ortak yazarı Jacobsen, “Yüzeyde olanlar, depremler ve volkanik patlamalar gibi aslında Dünya’nın derinlerde olup bitenlerden buharını atmasıdır. Suyun gezegenin tamamında döngü halinde olduğuna dair nihayet kanıt bulmuş olabiliriz, bu da yüzeyde neden bu kadar çok su olduğunu açıklayabilir. Bilim insanları on yıllardır bu gizli suyun var olduğundan şüpheleniyordu, ancak şimdi kanıtları görmeye başlıyoruz” diyor.
Dünya’nın Gizli Suyunun Şifresi Çözülüyor
Yıllardır bilim insanları, suyun Dünya’nın derinliklerinde, yüzeyin 400 ila 660 kilometre altındaki manto tabakasında gizlenmiş olabileceğinden şüpheleniyordu. “Geçiş bölgesi” olarak adlandırılan bu alan, alt ve üst manto arasında yer alıyor ve ABD’nin büyük bir kısmının altını kaplıyor. Ancak şimdiye kadar somut bir kanıt yoktu.
Bu durum, Steve Jacobsen ve Brandon Schmandt’ın çalışmalarıyla değişti. İkili, bu derin katmanda suyun var olabileceğine dair ilk doğrudan kanıtı sağladı. Jacobsen, laboratuvarında 640 kilometre derinlikteki yoğun basıncı yeniden yaratarak manto kayalarının davranışını inceledi, Schmandt ise ABD genelinde 2.000’den fazla sensörden elde edilen sismik verileri analiz etti.
Araştırmaları aynı hikayeyi anlatıyor: mantonun derinliklerinde erime gerçekleşiyor ve ringwoodit gibi minerallerin içinde depolanan su muhtemelen buna neden oluyor. Başka bir deyişle, H₂O sadece yüzeyde değil—gezegenin kayalık derinliklerinde gizleniyor ve Dünya’nın jeolojisinde gizli bir rol oynuyor.
Derin ve Sıra Dışı Bir Su Rezervuarı
Çalışmanın ortak yazarı Brandon Schmandt, “Kayaların bu kadar derinde eridiğini görmek oldukça sıra dışı. Çoğu erime, manto içinde yüzeye çok daha yakın, ilk 80 kilometre içinde gerçekleşir. Ancak geçiş bölgesinde önemli miktarda H₂O hapsolmuşsa, mantonun daha derin katmanlara doğru kaydığı yerlerde erime görmemiz mantıklıdır. Ve tam olarak bunu bulduk” diye açıklıyor.
Araştırmacılara göre, geçiş bölgesindeki manto kayalarının sadece yüzde birinin H₂O içermesi, Dünya’nın tüm okyanuslarındaki suyun neredeyse üç katına eşdeğer olurdu ayaklarımızın altında gizlenen akıl almaz bir miktar.
Ancak yeraltı denizleri veya hızla akan nehirler hayal etmeyin bu, tanıdığımız formda bir su değil. Sıvı, buz veya buhar değil. Bunun yerine, suyun bu “dördüncü formu”, mantonun derinliklerindeki minerallerin kristal yapısı içinde hapsolmuş durumda. Yüzeyin 400 kilometre altında, muazzam basınç ve 1.100°C’nin üzerindeki sıcaklıklar altında, su molekülleri ayrışarak hidroksil radikallerine (OH) dönüşüyor ve çevredeki kayaya hapsoluyor.
Bu Keşif Neden Önemli?
Bu bulgu, Dünya’nın su döngüsü ve levha tektoniği hakkındaki anlayışımızı derinden etkileyebilir. Ayrıca, gezegenimizin suyunun kökeni hakkında yeni sorular ortaya çıkarıyor. Bilim insanları, bu gizemli su rezervuarının varlığını daha iyi anlamak için çalışmalarını sürdürüyor. Belki de Jules Verne’in hayal ettiği gibi, Dünya’nın derinliklerinde keşfedilmeyi bekleyen daha birçok sır var!