Genetik yapımız ile oynadılar…
Yedirdiler, içirdiler sonra üzerimizde testler yaptılar.
Kendilerine yeni bir ırk üretmek için çalışıyorlar. Temiz ve itaat eden bir ırk.
Siz sadece yaşamaya devam ettiniz. Sonrası vahim olacak. Öyle bir hayat senaryosu yazıp oyun haline getirdiler ki size bunu kader olarak tanımlamayı da unutmadılar.
En başta inancı kullandılar. Allah’ın emirlerinden bahsederken kendi emirlerini de aralara sıkıştırdılar.
İnsanoğlu işte; korkunun ve sadakatin verdiği her hayatı sevgi ve saygı çerçevesinde kabul etti. Halbu ki yaratılış ile alakası olmayan bir hayat başlıyordu.
Yedi, içti, sahip oldu. Yargılamayı unuttu. Neden yaratıldığını ise kader bağlayarak kendini avuttu.
Bizi bu hale getiren yani hükümleri verenler o kadar güçlendiler ki artık onları durdurmak imkansız. Ya büyük bir doğal afet olacak ya da dünya dışı varlıklar gelecek.
‘…çekileceksiniz…’ derken, okuduğunuz kitabı anlamak ve kavramak yerine sürekli tövbe ederek onu okumanız size ne kazandırdı bir düşünmeniz gerek.
Neden sürekli af diliyorsunuz ve tövbe ediyorsunuz? Demek ki bunları yapacak duruma geldiniz. Yani sizde bir suçlusunuz. Bir çoğunun suçlu olduğu gibi…
Hayat normal değil önce bunu kabul etmeniz gerek. İnanmak bireysel olabilir ancak bunu aksinin de geriye doğru çekileceğimizi ve yaratılışa doğru hesap vereceğimizi de görmeniz gerekmektedir.
Bize hayat biçenlerin sonu vahim. O hayatı araştırmayıp kabul etmeyenlerin sonu da düşündürücüdür.
İnsan ne ile neden mücadele ediyor bunu kavrayamadığı sürece yıkım, felaket ve hüzün olacaktır.
Eğer sonsuz bir hayata inanıyor iseniz durum daha da vahimdir.
Bedenimiz ile oynayanlara artık kılıç çekmemiz gerek aksi halde olmayan bir beden ile karşı karşıya kalacağız.
Değişim başlayalı çok oldu. Şanslısınız halen beyninizi kontrol edebilirsiniz, kalbinizi dinleyebilirsiniz, daha fazla geç kalmadan…
MAG