Yalanlar doğruları geçti…

Yalanların doğruları geçtiği bir zaman dilimine girmiş bulunmaktayız.

Toplumsal bir yıkıma doğru ilerleyen insanoğlu, kendisine sunulan ‘Sick People…’ projesini kabul etmiş durumda.

Benliğini, içtenliğini ve samimiyetini kaybeden birey algılamalarını da kaybederek neye uğradığını şaşıracak bir hale gelmek üzere…

Varlığını inancına bağlayan ancak hiç ölmeyecekmiş gibi hareket eden dindarlar, düştükleri şüpheli bir hayatın içinden nasıl çıkacaklarını düşünmek ile meşguller.

Tombik

Yaratılışın sırlarını çözmek isteyenler ise akıllarını son haddine kadar kullanmak ve yaratıcıya ulaşmak istemektedirler ya da onun yerine geçmeyi planlamaktadırlar.

Düşünmemiz gereken doğru nedir? Doğru ne içindir ve neden doğru olmalıdır.

İnsanı insan yapan vasıfların en başında gelen doğruluk ve dürüstlük ibaresi neden sürekli kaybetmektedir. Hayat nelere bağlandı da bu iki olgu değerlerini kaybediyor. Acaba gerçek inancımızı mı kaybettik. Yoksa bize sanal bir hayat mı verildi de bunu anlayamadık ve keşfedemedik. Belki bir yazılımın içerisinde değiliz ancak yazılımın içine sürüklendiğimiz kesindir.

Zaten bir takım yaradılışı göremediğimiz gözlerimizin önüne perde mi çekildi dersiniz…

Kulaklarımız artık bizi yanıltıyor mu? Duyduklarımız gerçek değil mi yoksa duyduklarımız ile algılamalarımız mı karıştı. Yoksa kullandığımız dil ve kelimeler bizi yalnış yola mı soktu da bizi birer yalancı insan haline getirdi.

Hayatı tesadüflere bağlamamalıyız. Varlığımızın gerçekten tekrar meydana geleceğini bildiğimiz halde inancımızı köreltmek bir hayvan haline gelmek bizi birer yalancı insan haline getirmiştir.

İnsan Dünyaya indiği günden beri kaybetmektedir. Bunun en büyük sebebi yalan söylemesidir. Yalanların doğruları geçtiği bir zaman dilimine girmiş bulunmaktayız.

MAG

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More

Enable Notifications OK No thanks