Şeytan dedi ki…

“Şeytan Dedi ki…

‘Ben neden sürekli insan seçiyorum? Birkaç tane seçeyim, onlar benim yerime seçsinler…’

İşte hayatın üzerindeki ‘Şeytanî Düzen’ (Hail Lucifer) böyle oluştu.

Şeytan önce bir kişiyi kandırdı. O bir kişi de birkaç kişiyi… Derken bu zamana kadar çoğaldılar. Ve bu çoğalmaları kademelendirdiler.

En üst kademeye 33’üncü kademe dediler. Çünkü Yaratıcı’nın hakkı üçtü. Her zaman, her yerde, her şekilde…

Kendilerine hep “Master” dediler. Master, “Efendi” demek. Herkes efendisi ne dese, onu yapmak zorunda.

Şeytan onları görsel bir dünya ile kandırdı. Ve bu görsel dünyada satın alabilecekleri her şeyi verdi.

Hâlbuki Şeytan için tek bir hedef vardı: Bu “İNSAN” denen kuldan üstün olduğunu göstermek. Onun için hiçbir insana acımadı ve hedefine doğru ilerlemeye devam ediyor.

Size, maddeye sahip olanların güçlü olduğunu bir pencere üzerinden göstererek onları kabul etmenizi sağladı. Ve siz, hazırlanmış olan ‘Hayat Formu’nu gerçek hayat formu zannettiniz.

Hâlbuki bir simülasyonun, bir fiziksel Matrix’in, yani bir oyunun içine çekildiniz.

Korkuyu damarlarınıza öyle aşıladılar ki, Yaratıcı’nın size hükmettiğini ve ona itaat etmeniz gerektiğini çeşitli dinler ile empoze ettiler.

Gerçek sizce böyle mi?

Eğer Yaratıcı size hükmetseydi, bugün zaten olmazdınız.

Şeytan’a derdi, “Hayır, insan senden üstün (veya değil)…” der, konuyu kapatırdı. Ama O ne yaptı? Kulunun onu sevip sevmediğini, ona itaat edip etmeyeceğini görmek için bir yaşam formu oluşturdu.

Ve şeytan da bu yaşam formunun içine girdi, tâ ki seni ele geçirip üstün gelmek için elinden geleni yapana kadar.

Şeytan sürekli hile yaptı. Yaratıcı’yı taklit ederek, insanların içinden kendisine itaat edecekleri seçti ve bulduklarına da, “Siz de size itaat edecekleri bulun!” dedi.

İşte böyle başladı insanın Dünya’daki yaşam hikâyesi.

İnsan hiçbir zaman şunu anlamadı: Tüm insanlık, bir kopyadan, bir enerjiden farksızdı.

Gerçek yaratılan Âdem ve onun mücadele etmesi gereken, Allah’ın meleklerinden biri…

Siz sadece “Doğru Olmak” zorundasınız. Başka bir anlamınız yok.

Bu kadar basit.

Mehmet Arkın Gürbüz