Türkiye uçurumun kenarına getirildi…
Ankara Kızılay sokaklarında gezerken öyle şeyler yaşıyorum ki inanamıyorum… Artık nerede ise Türk kadar yabancı var. Farklı farklı diller duyuyorum…Ve kendi kendime soruyorum ‘Bunların burada ne işi var…‘. Eğer bunlara Turist diyecek isek Turist’in tanımlamasını yeniden yapmamız gerek.
Geçen bir arkadaşım ‘Ülkeye döviz giriyor…‘ dedi. İçimden güldüm…Haklı bir ay bir döviz giriyor sonra ülkelerine dönene kadar döviz çıkıyor. Bu arkadaşım pek fazla gözlem yapamamış.
Bunlar turist değil kardeşim bunlar 3 ncü sınıf ülkelerin insanları gerçi biz de 3 ncü sınıf bir ülke olma yolundayız… aman bakmayın siz binaların yükseldiğine…
Hani diyorum üstüne üstlük işsizlik başını almış gitmiş bu yabancı kardeşlerimiz bir de işe girip çalışıyorlar hani turist ya bunlar. Eee bunlara artık çalışan turistler diyelim artık.
Olayların ve ilerleyişin nasıl vahim olduğunu görmüyor musunuz?
Bu aralar bir şey dikkatimi çekti her gün bir intahar ve bir cinayet haber giriyorum…Bir aydır haberlerde bunlar var. İsterseniz gündeminize bunuda alın neden insanlar intahar ediyor veya neden cinayet işliyorlar.
Doğruya siz hapishane yapmakla meşguldünüz. E buna tezat bir de af çıkaracaklarmış söylentileri var. Bu bir kamera şakası olmalı…Zaten her yer kamera ile döşenmiş.
Üstüne üstlük kızılayda yürüyorsunuz 3 kez aynı polis bana kimlik sordu. Polise dedim ‘Beni tanıdınız mı?’ ‘Niye…’ dedi. Eee dedim bir ay içerisinde üçüncü kez kimlik soruyorsunuz…Nasıl zoruma gitti bilemezsiniz hani bankada param olsa o an ülkeyi terk etmek geldi içimden. 40 yıldır kızılaydayım bu kadar kendimi sıkı yönetimdeymişim gibi hissetmemiştim.
Kendi kendime sordum neler oluyor diye…
Her kızılaya indiğimde insanlara bakıyorum, boş ve anlamsız yürüyorlar. Gülen çok az…Zaten eskisi gibi dolu değil. Ama yabancı girişimciler doldurmak üzere çalışıp bizim paramızla bizim ülkemizde iş kuracak olan girişimciler…
Korkunç…Bu nasıl bir vatan severlik, bu nasıl milliyetçilik, bu nasıl bir demokrasi ve bu nasıl bir gelişmişlik…Anlamak da zorlanıyorum.
Sürekli geçmişden bahsediyorsunuz ve onu tartışıyorsunuz. Bir de şunu düşünün, tartışın bu topraklar için ölen insanlar ne için savaştı ve ne için öldü….
MAG