Kurgusuz ve öngörüsüz bir yaşam tarzı…

Nelere tepki veriyoruz nelere vermiyoruz çok iyi analiz etmişler.

İnsan çözümlenemeyen bir yazılım değil. Ama görünen o ki çözümlenebilen bir yazılım gibi yaşamaya devam ediyor. Ve bu yazılımları kodlayanlar hayatımızı da kodlamış durumda.

Henüz sanal bir ortam da olmasa da belirlenen ekonomik yapı ve hücreleşmiş küçük yazılımlar ile her insana bir hayat biçilmiş. Peki neden hücreleşmiş bir hayata sahip olduk ve sahip olmaya devam ediyoruz.

Niçin kabullendik? Niçin tepki gösteremedik ve önümüze koyulan hayat kurallarını niçin kabul ettik.

Tombik

Her zaman inancı zorladık ancak onu anlamak ve kavramak için gayret gösteremedik ve derinlere inemedik.

Bizi hücreleştirenler ne zaman ki gerçekleri görmeye başladık ise hemen masaya inancı sürererek tekrar duyarsız olmamızı sağladılar. Masaya sürülen Namaz ve İslam’ı duyan biz durakladık, daha iyi anlamamız gerekenleri inanca bağlayarak geride bıraktık.

Kurgu ve öngörüye sahip olanlar bunu çözümlemişler. Bizi analiz ederek, önümüze bir takım durumlar sunarak ve olayları yaşatarak. Nelere tepki veriyoruz nelere vermiyoruz çok iyi analiz etmişler. İşin içine Namaz ve İslam girince hemen sırtımıza inanç yükünü yükleyerek kamçılıyorlar. Onlarında bizden farkı yok, sorsanız kimisi inanır, kimisi inanmaz, kimisi kiliseye gider kimisi gitmez.

Kendilerini yargılamadan bizim dinimiz ile bizi yargılayarak tüm kurgularımızı ve öngörülerimiz ellerine almışlar. Halbuki kurgu ve öngörü düşünmekten meydana gelen olgulardır. Düşünmemiz engellenmiş, beynimiz hayatı bir ekonomik yapıya bağlamış, ölüm varken hiç ölmeyecekmiş gibi kabullenmişlik ile yaşıyoruz.

Bizi kullananların tek yaptıkları kurgu ve öngörü üretmek. Bunu da düşünerek gerçekleştiriyorlar….

Mehmet Arkın Gürbüz

80%
Awesome
  • Design

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More

Enable Notifications OK No thanks