İletişim ne zaman kontrol altına alındı.

İletişimi olmayan bir yaşam formuna doğru gidiyoruz.

Eğer bir teknoloji aleti kullanıyor iseniz bilin ki hücrede olma ihtimaliniz var.

Hücreyi tanımlamama gerek yok her halde sadece bir yanı açık hapishane diyebilirim. Bu hücrenin açık olan yanı ise sana teknolojiyi sunanların girip çıktığı kısımdır.

  • Yanlış anlamayın gereksiz ve hayatı kabullenmiş insanların hiç birisi hücrede değildir. Bilakis onlar verilenlerin esiridir. Hepsi esaretin altında yaşamaktadırlar.

Peki kimler hücrede dersiniz? Tabi ki aklı başında olanlar, yargılayanlar, araştıranlar, ilerlemek isteyenler, insanlara aydınlatma yolunu gösterenler…insanı ve insanlığı düşünenler ve gerçek inanç sahipleri.  Bu tür insanlar neden bir hücreye kondu ve orada tutulmak isteniyor. Çünkü artık şeytan büyük oynuyor;

Diyor ki; ‘Tek tek insanlar ile ne uğraşacağım toplu halde ele geçireyim, hem kendimi çabuk göstereyim, hem de yaratıcıya şovumu yapayım…

Vahim olan bu hücreye nasıl girdik ve orada kalmaya nasıl devam ediyoruz. Bunun cevabı çok basit aslında.

Güvendik. Kime güvendik, tabi ki bize sunulanlara. Hani temiz yaratıldık ya, içimize sürekli korku tohumları ekildi ya, her halde dedik tüm insanlık yaratıcıdan korkuyor… Ve bizde ilk başta kabullendik ve duyarsız kaldık. Tabi ki sonra uyandık…Uyanmamız ile bir hücreye konmamız bir oldu.

Düzen kurulmuştu, düşünceler okunmuştu, fikirler öğrenilmişti, projeler ele geçirilmişti, geçmiş kayıt altına alınmış gelecek planları yapılmıştı artık siz sadece bir user (kullanıcı) haline getirilmiştiniz.

Tamam bu kadar şey oldu da ne çabuk ve ne hızla diye düşünmeye başladık. Sonra aklımıza facebook geldi….Sonra ise kablolu telefonlarımızın nasıl çalıştığını düşündük derken elimize kablosuzlar tutuşturuldu işte o zaman teslimiyet zamanıydı. Bizse ‘Aaa dedik teknolojiye bak kablosuz iletişim geldi…diyerekten…

Halbuki yıllar boyunca kablolu iletişimden veriler kaydedilmiş, analizler yapılmış, datalar toplanmış ve insanlık bir ölçü analizi ile okunmuştu. Bu analiz şunu gösterdi ‘Eğer iletişimi kontrol altına alır isek insanlığı çok çabuk ve hızlı bir şekilde yönetip istediğimiz sona ulaşabiliriz…’ diyorlardı…

Evet elinize tutuşturulan teknoloji harikası denilen küçük kutu aslında ilk başta sizin yardımcı asistanınızdı. Sizi sürekli meşgul ediyor ve renkli bir dünya gösteriyordu. Sonra arkadaşınız oldu, derken öğretmeniniz. Sonra ise önerilerde bulunan bir yönetici, sonrası ise bir doktor, sonra ise sizi esareti altına almış bir robot olacak…

Bir bilseniz sizleri kimler aradı kimler, kimler ulaşmak istedi size kimler. Ama sizin hiç bir zaman haberin olmadı. Zaten onlarla da karşılaşmadınız. Teknoloji bunu da düşünmüştü. İnsanların tekrar birbirleri ile karşılaşmaları halinde ne olacak…aramalar hatırlanacak mı? ‘Yoksa küçük bir hafıza silme operasyonu mu yapsak…’ diye birbirleri arasında fısıldadılar…

Şuan maalesef yüz yüze gelemediğiniz sürece ki yüz yüze gelseniz bile birbirinizi dürtseniz de kimin insan kimin robot olduğu anlaşılmayacak. Ve asla bir daha gerçek iletişime sahip olamayacaksınız.

İletişimi olmayan bir yaşam ancak kontrol edenlerin elindedir.

Ee tabi ki şuan bir kaç kişi ile görüşeceksiniz. Arkadaşlarınız olacak, dostlarınız olacak ancak bir düzen dahilinde yaşayacaksınız.

Not: Arkadaşım tamam buradan bir şeyler alabilirsin. Ama kendi fikrin olarak açıklama. İnsan ol. Saygı göster. Düşünce çalmak, fikir çalmak da bir hırsızlıktır. 

MAG

Anlamlara Anlam Katan Sözler

anlamlı sözler ve cümleler

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More

Enable Notifications OK No thanks