Biz hep ekmeğimizin peşinde idik…
Gelin görün ki ondan dolayı sürekli ekmeğimize zam yapıldı.
Ekmeğimiz de gözü olanlar sonra kalkıp bize ‘Ekmeğinize bakın…’ dediler… Nasıl bir yüz, nasıl bir vicdansızlık ise tarih böyle şeyleri yazmamıştı.
Derken çayımız, kahvemiz, sonra peynirimiz zeytinimiz sonra ise sofrada bir tabak sıcak çorbaya ihanet edenler bu dünyaya hükmedenlerdir.
- Daha sonrası mı?
- Daha sonrası ortaklıkta işte görmüyor musunuz?
İnsan kapanmalı dediniz kapatmak için her türlü elbise dikip ticaretini yaptınız. Peki sonra ne oldu neden açıldınız? açılmak şimdi medeniyet mi sayıldı…Zaten dünyaya çıplak gelmemiş miydiniz? Çünkü artık düşüncelere ve fikirlere hükmetmeye başladınız. Tabi bundan önce sahip olduğunuz hayat zihniyetini bilinç altımıza yerleştirdiniz ki çabuk kabullenelim…
Sonrasını söymeliyorum çünkü acı ve komik. İnsanların sahip olduklara hayata kader demeniz ve bunu sahip olduğu inanca bağlamanız ne kadar vahim bir durum. Korkmayın kimse bunun farkında değil…
Siz çalışmaya devam edin. Çalışmalarınızın sonucunu alacaksınız. Sonucunu göremeyecek ve anlamayacak olanlar ise bu dünyayı ve öbür tarafı terk etmiş olacaklardır.
- Ne istediğiniz belirsiz. Aslında belli de bunu yaratıcıya sanki inat olsun diye yapıyorsunuz.
Size özel bir dünya vermedi mi?. Size özel topraklar oluşturmadı mı?. Yaşamınız için bir su kaynağı bağlamadı mı? Daha ne istediniz insanlığın sahip olduğu ekmekten ve saf düşüncelerinden…
Bir ‘Şeytan…’ dır diye tutturmuşsunuz gidiyor…Hadi şeytanın bulalım ve dövelim desem gülersiniz. Bana gösterin desem açıklama yapmaya kalkarsınız. Ancak inançlara gelince çok çabuk ve ağır bir şekilde yargılarsınız.
Bu sevmeden sevilmeyi beklemek, merhametli olmadan merhametli olmayı istemek gibi bir durum.
Sizde olmadan başkalarından beklemeyin hayatınızda yaptığınız en büyük hata bu işte…Onun için gözünüz başkalarının ekmeğinde ve suyunda.
MAG