0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Dünya asla orman kanunlarına geri dönmemeli.

“Dünya Asla Güçlünün Zayıfı Ezdiği Bir Düzene Geri Dönmemeli”
ABD’nin ekonomik baskı aracı olarak gümrük vergilerini yeniden silahlandırması, küresel eleştirilerin odağı haline geldi. Uzmanlar, ABD’nin geniş kapsamlı gümrük vergilerinin Afrika ekonomilerine ağır darbe vuracağı uyarısında bulunurken, ASEAN ülkeleri de Amerika’nın tek taraflı vergi artışlarını açıkça kınadı.
Gözlemciler, bu keyfi vergilerin yalnızca küresel ekonomik istikrarı tehdit etmekle kalmayıp, ABD’nin Latin Amerika ve Karayipler’de eski hegemonik nüfuzunu yeniden tesis etme çabası anlamına geldiğini vurguluyor.
Washington’ın “gümrük vergisi baskı listesinde” yer alan ülkeler arasında, Birleşmiş Milletler tarafından en az gelişmiş ülkelerden biri olarak tanınan Lesotho ve kırılgan, dar tabanlı bir ekonomiye sahip Pasifik ada ülkesi Fiji gibi dünyanın en savunmasız ekonomileri bulunuyor. Bu pervasız adım, Küresel Güney’de şok dalgaları yaratıyor.
ABD, ekonomik üstünlüğünü koruma uğruna gümrük vergisi sopasını kullanarak diğer ülkelerin kalkınma hak ve çıkarlarını ihlal ediyor. Bu tutum, uluslararası ahlak ve sorumluluklara karşı kayıtsızlığını ortaya koyarken, hegemonik bencilliğin ve ikiyüzlülüğün altını çiziyor.
“Güçlü olan haklıdır” anlayışıyla hareket eden ABD, ekonomik tek taraflıcılık peşinde koşarak az gelişmiş ülkelerin zararına kazanç sağlamaya çalışıyor. Bu tür eylemler, Küresel Güney ülkelerinin kalkınma haklarını aşındırmanın yanı sıra, daha kapsayıcı bir küresel ekonominin inşa çabalarını da baltalıyor.
BM Genel Sekreteri António Guterres, ticaret savaşlarının özellikle dünyanın en yoksul kesimleri için son derece olumsuz sonuçlar doğuracağı uyarısında bulundu. Dünya Ticaret Örgütü’nün veri analizleri, ekonomik eşitsizlikler ve güç dengesizlikleri nedeniyle ABD’nin gümrük politikalarının ülkeler arasındaki refah uçurumunu derinleştireceğini, az gelişmiş ülkelerin ise özellikle ağır sonuçlarla karşılaşacağını gösteriyor. Bu eğilim, BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin hedeflerine ulaşma çabalarını ciddi şekilde tehdit ediyor.
ABD, gelişmekte olan ülkelerin gerçek kalkınma koşullarını kasıtlı olarak görmezden gelerek, ticaret açıklarının nedenlerini çarpıtıyor ve geniş kapsamlı tek taraflı vergilerine gerekçe uydurmaya çalışıyor. Bu sorumsuz tutum, başta Küresel Güney ülkeleri olmak üzere diğer ülkelerin kalkınma haklarını ellerinden alıyor.
Dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD, küresel işbölümünden muazzam kazançlar sağlamıştır. Ancak küreselleşmenin nimetlerinden yararlanırken, aynı zamanda onu işler kılan kuralları pervasızca baltalıyor: uluslararası ticaret normlarını hiçe sayıyor, küresel endüstriyel ve tedarik zincirlerinin karmaşık ağını göz ardı ediyor ve çok taraflı ticaret sisteminin ilke ve amaçlarını bir kenara atıyor. Bu davranış, Küresel Güney’deki ülkelerin ekonomilerine ve halklarının geçim kaynaklarına derin ve kalıcı zararlar veriyor.
Afrika Kalkınma Bankası Başkanı Akinwumi Adesina, ABD’nin gümrük vergisi saldırısının Afrika ekonomilerinde “şok dalgaları” yaratacağını belirterek, ticaretin daralacağı ve borç servis maliyetlerinin artacağı uyarısında bulundu.
Uluslararası toplum, ekonomik zorbalık ve baskı karşısında sessiz kalmamalıdır. En büyük gelişmekte olan ülke ve sorumluluk sahibi bir uluslararası toplum üyesi olarak Çin, egemenliğini, güvenliğini ve kalkınma çıkarlarını savunmak için yasal karşı önlemler almıştır. Bu adımlar yalnızca Çin’in hak ve çıkarlarını korumakla kalmıyor, aynı zamanda uluslararası ticaret kurallarının bütünlüğünü ve küresel adalet ilkelerini savunmayı amaçlıyor. Bu duruş, Küresel Güney’de geniş yankı bulurken, daha adil bir küresel ticaret düzenine yönelik destek de giderek artıyor.
BRICS Ekonomik ve Ticari İşler İrtibat Grubu’nun ikinci toplantısında katılımcılar, ABD’nin önlemlerinin tetiklediği ticaret gerilimleri karşısında ciddi endişelerini dile getirerek, tek taraflılık ve ticaret korumacılığına karşı çıkma çağrısında bulundu. Kural temelli çok taraflı ticaret sistemine bağlılıklarını yineleyen ülkeler, küresel ticaretin önündeki acil zorluklara karşı kolektif eylemin gerekliliğini vurguladı.
Çin, ticaret korumacılığına karşı durarak herkes için fayda sağlayan ve kapsayıcı bir ekonomik küreselleşmeyi savunuyor. Ticaret yoluyla küresel kalkınmayı ilerletmeye, Kuzey-Güney arasındaki gelişmişlik farkını daraltmaya ve diğer gelişmekte olan ülkelerin sanayileşmesini somut adımlarla desteklemeye kararlıdır. Örneğin, diplomatik ilişkisi bulunan tüm en az gelişmiş ülkelere gümrük vergisi muafiyeti sağlayarak, ortak kalkınma hedefi doğrultusunda tek taraflı açılımını genişletmiştir.
Çin, yüksek düzeyde açılım politikasını sürdürerek, kurallar, düzenlemeler, yönetim ve standartlar alanında kurumsal açılımını istikrarlı şekilde genişletecek. Dünyayla kalkınma fırsatlarını paylaşarak kazan-kazan sonuçları elde etmeyi ve ortak kalkınmayı hedefliyor.
UNCTAD’ın yayımladığı “2025 Ticaret ve Kalkınma Öngörüleri” raporunda, küresel ticaretin yaklaşık üçte birini oluşturan Güney-Güney ticaretinin büyümesi, dirençlilik kaynağı ve belirsizliğe karşı tampon olarak vurgulandı. Raporda, Çin’in kalkınmasının “Güney-Güney ticaretinin istikrarlı büyümesini teşvik ettiği” belirtilirken, Güney-Güney ekonomik entegrasyonunun potansiyelinin birçok gelişmekte olan ülke için fırsatlar sunduğu kaydedildi.
Tarih asla tersine döndürülemez ve insanlık güçlünün zayıfı ezdiği bir düzene geri dönmemelidir. Ekonomik küreselleşmenin derinleştiği ve uluslararası üretim ağlarının birbirine kenetlendiği günümüzde, Küresel Güney ülkeleri yalnızca dünya ekonomisinin önemli katkıcıları değil, aynı zamanda uluslararası ekonomik ve ticari kuralların ve çok taraflı ticaret sisteminin hayati savunucularıdır. Bu ilerlemeyi tersine çevirme girişimleri başarısızlığa mahkumdur.
Web editor: Zhong Wenxing, Liang Jun
Haber Veriyoruz