Biyolojik yaşınız gerçek yaşınızdan onlarca yıl farklı olabilir.
Penn State Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, biyolojik yaş tahminlerinin kullanılan doku örneğine bağlı olarak önemli ölçüde değişebileceğini ortaya koydu. Kan örnekleri, epigenetik saatlerde güvenilir sonuçlar sağlarken, tükürük ve yanak sürüntüsü gibi oral dokular genellikle biyolojik yaşı olduğundan daha yüksek tahmin ediyor. Çoğu epigenetik saat kan kullanılarak geliştirildiği için, araştırmacılar doğruluk için dokuya özgü saatlerin gerekliliğine dikkat çekiyor. Bulgular, tıp ve adli bilimlerdeki gelecekteki uygulamaları etkileyebilir.
Araştırmacılar, bir kişinin biyolojik yaşını değerlendirirken kullanılan doku örneği türünün kritik öneme sahip olduğunu bildiriyor. Biyolojik yaş, vücudun ne kadar iyi çalıştığını yansıtır.
İnsanların vücutları, kronolojik yaşlarından daha yaşlı veya daha genç görünebilir; bu kısmen maruz kaldıkları stres türlerine ve miktarına bağlıdır. Bilim insanları bir kişinin biyolojik yaşını tahmin edebilir, ancak kullandıkları yöntem – oral doku veya kan analizi – sonuçları etkileyebilir. Bu bulgu, Penn State Üniversitesi Biyodavranışsal Sağlık Bölümü’ndeki araştırmacılar tarafından yürütülen yeni bir çalışmaya dayanıyor.
Biyolojik yaş, vücudun ne kadar iyi çalıştığının bir ölçüsüdür ve doğumdan bu yana geçen yıl sayısını ifade eden kronolojik yaştan farklıdır. Kronolojik yaş hastalık riskiyle bağlantılı olsa da, araştırmacılar ve tıp uzmanları, çevresel ve davranışsal faktörlerden etkilenebilen biyolojik yaşı kullanarak bir kişinin kanser ve demans gibi belirli hastalıklara yakalanma riskini daha iyi değerlendirebilir.
Penn State Moleküler, Hücresel ve Bütünleştirici Biyobilimler Doktora Programı’nda doktora adayı Abner Apsley ve danışmanı, Penn State’de biyodavranışsal sağlık doçenti Idan Shalev liderliğindeki çalışmaya göre, biyolojik yaşı doğru bir şekilde tahmin etmek için doğru doku türü gereklidir.
Bulguları Aging Cell dergisinde yayımlandı.
Son yıllarda, araştırmacılar bir kişinin biyolojik yaşını kronolojik yaşıyla karşılaştıran çeşitli epigenetik saatler geliştirdi. Bu saatler yaygın olarak kullanıma sunuldukça, birden fazla şirket müşteri doku örneklerini mevcut epigenetik saatlerle karşılaştırarak biyolojik yaş tahmini sunan hizmetler sunmaya başladı.
Araştırmacılar, epigenetik saatleri oluşturmak için çok sayıda kişiden doku örnekleri toplar ve yaşam boyunca DNA metilasyonu noktalarını gösteren epigenetik belirteçlerdeki farklılıkları inceler. Makine öğrenimi kullanarak hangi epigenetik belirteçlerin kronolojik yaşı tahmin ettiğini belirleyen araştırmacılar, daha sonra bir kişinin epigenomunun (belirteçler kümesi) kronolojik yaşıyla eşleşip eşleşmediğini tespit edebilir.
Teoride, bir kişinin biyolojik yaşını bilmek, o kişinin yaşamını uzatmak için hangi davranışları değiştirmesi gerektiğini gösterebilir. Ancak araştırmacılar, klinik ortamlarda epigenetik saatlerin bilimsel olarak doğrulanmış kullanımlarının henüz yaygın olmadığını belirtiyor.
Shalev, “Yaşlanma, demans, kalp hastalığı ve kanser gibi bir dizi yaygın hastalığın ana itici gücüdür” dedi. “Biyolojik yaşın ölçülmesi bir sağlık sorunu teşhisi değildir, ancak bir kişinin yaşa bağlı durumlar için riskini belirlemek için kullanılabilir.”