Haber Veriyoruz
Güncel Haber Yayın ve Yorum Sitesi

Maddeye yatırım, insana değil…

Yönetilebilir insanlık düzeni ve kırılan enerji döngüsü

63.112

Maddeye yatırım, insana değil: Yönetilebilir insanlık düzeni ve kırılan enerji döngüsü

Bu dünyayı kim inşa ediyor?

Binaları, yolları, hastaneleri, stadyumları, sistemleri kim kuruyor?

Cevap basit: Biz. Ama asıl soru şu: Nasıl bir dünya inşa etmeyi seçiyoruz?

Bugün içinde yaşadığımız düzen bir tesadüf değil. Ne şehir hastanelerinin büyüklüğü, ne her köşe başında açılan eczaneler, ne futbol ve basketbol dışındaki sporların sistematik biçimde geri plana itilmesi… Bunların hiçbiri “kendiliğinden” olmadı. Bunlar, yönetilebilir bir insanlık için seçilmiş bir mimarinin parçalarıdır.

Düzen neden sağlıklı insan istemez?

Sağlıklı insan:

Az korkar
Az bağımlıdır
Daha az tüketir
Daha çok sorgular
Daha zor yönlendirilir
Oysa sistemin ihtiyacı olan insan tipi farklıdır:

Bedeni yorgun,
Zihni meşgul,
Borçlu,
Kaygılı,

Sürekli “bir şeylere yetişmeye çalışan” biri. Bu yüzden yatırım insana değil, maddeye yapılır. Çünkü madde kontrol edilebilir; insanın bilinci ise tehlikelidir.

Hastane neden çoğalır, park neden değil?

Bir park:

İnsanları bir araya getirir
Hareketi teşvik eder
Düşünmeye alan açar
Enerjiyi dengeler

Bir hastane ise:

Sonucu yönetir
Hastalığı merkeze alır
Tedaviyi metalaştırır
İnsanı “dosya”ya indirger

Hastalık, sistem için bir kriz değil; sürdürülebilir bir döngüdür.
Sağlık ise sürdürülemez; çünkü sağlıklı insan sistemin dışında düşünmeye başlar.

Spor neden olimpik değil, vitrinlik?

Neden her şehirde futbol stadyumu var da;

Atletizm pisti yok?
Üç adım atlama alanı yok?
Sırıkla atlama yok?
Koşu kültürü yok?

Çünkü olimpik spor:

Bireysel disiplin ister
Sabır ister
Uzun vadeli yatırım ister
“Gösteri” değil, gelişim üretir

Futbol ise:

Kalabalık toplar
Duyguyu boşaltır
Reklam üretir
İnsanları izleyici yapar

İzleyici olan insan, oyuncu değildir. Oyuncu olmayan insan, düzeni sorgulamaz.

Üniversiteler neden meslek üretir, insan değil?

Neden “İnsan Hakları Üniversitesi” yok?
Neden “Adalet ve Vicdan Bilimleri Üniversitesi” yok?

Çünkü hak bilen insan:

Boyun eğmez, “Normal” denileni sorgular, Kendi değerini bilir

Mevcut üniversite modeli şunu öğretir: “Sisteme nasıl girersin?”
Ama şunu öğretmez: “Bu sistem doğru mu?”
Bilgi vardır; bilinç yoktur. Diploma vardır; idrak eksiktir.
Asıl kırılma: Enerji döngüsü
İnsan sadece et ve kemikten ibaret değildir. İnsan bir enerji döngüsüdür:

Düşünce üretir
Duygu üretir
Etki üretir

Maddeye yatırım yapıldığında:

İnsan hareketsizleşir
Zihin körelir
Toplumsal enerji parçalanır

Bu, enerji kaynaklı yaratılış döngüsünün bilinçli olarak kırılmasıdır.
Çünkü bütün ve dengeli enerji, kontrol edilemez.

Son gerçek; Bu düzen “bizi hasta ediyor” değil sadece. Bu düzen bizi biz olmaktan çıkarıyor.

Ve en rahatsız edici hakikat şudur:

Bu düzeni uzaylılar kurmadı.
Bu düzeni görünmez tanrılar dayatmadı.
Bu düzeni insanlar, insanlar üzerinde kurdu.

Dolayısıyla değiştirilebilir.

Ama bunun için:

Hastalıkla değil, insanla ilgilenmek gerekir. Maddeyle değil, bilinçle yatırım yapmak gerekir. Yönetilebilir insanlıktan değil, uyanmış insanlıktan korkmamak gerekir.

Gerçek soru hâlâ ortada duruyor: Bu dünyayı hasta insanlarla mı yöneteceğiz, yoksa sağlıklı insanlarla mı yeniden kuracağız?

Haber Veriyoruz

Enable Notifications OK No thanks