0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Güven Yıkıldıysa Her Şey Yıkılmıştır
Sahibi olduğun beden bile sana emanet olabilir.
Güven…
İnsanlığın adaletten bile önce gelen en derin kaynağıdır.
Bir toplum güvenini kaybettiğinde, yalnızca adalet çökmez; insanın içindeki insan da çöker. Çürüme önce ruhu sarar, sonra sözcükleri, sonra davranışları ve en sonunda tüm yaşamı.
Güven yoksa nefes aldığını zannettiğin hava bile seni kandırır. Güven yoksa gördüğün güneş bile kararmış gibi gelir. Güven yoksa insan denen varlık, fark etmeden bir hayvana dönüşür — çünkü insanı insan yapan şey akıl değil, bilgiden önce gelen o görünmez bağdır:
Güven.
Güven Kaybolduğunda İnsan Değişir
Güven yoksa insanlar sessizce, derinden ve fark edilmeden dönüşürler. İlk kırılma bir sözde olur, sonra bir davranışta… Ve insan zanneder ki bu küçük bir şeydir. Oysa güven sarsıldığında en küçük çatlak bile bir dağın yıkılmasına yeter.
Güvenin kaybolduğu toplumlarda:
Bitkiler bile solgun görünür çünkü insanın içi solmuştur. Gökten inen ışık, gönle ulaşmaz. İnanç, tozlu bir rafta unutulmuş kitap gibi sürünmeye başlar. İnsanlık, insan olmaktan uzaklaşır. Bu yüzden “güven yoksa insan yoktur” sözü bir metafor değil, hakikatin kendisidir.
Emanet: Varlığın En Sessiz Şahitliği
Emanet…
“Sana verilen her şey” demektir.
Ellerine, kalbine ve aklına bırakılan her şey.
Emanete sahip çıkmak, sadece bir eşya veya sorumluluk değil; insanlığın kökünü besleyen bir borçtur. Emanete ihanet ise yalnızca sahibine değil, tüm insanlığa ihanettir. Çünkü ihanet bir kişiyi değil, bir zinciri kırar.
Zincir kırıldığında da toplumsal enerji dağılır, insanın özü bozulur.
Beden bile bir emanettir.
Sahibi olduğunuzu sandığınız beden aslında size bir süreliğine verilmiş bir kabuktur. Enerji bile emanettir çünkü dönüşür, değişir… Ve emanete ihanet edildiğinde bu değişim acıyla yankılanır.
Gelecek Nesiller: İnsan Soyunun En Büyük Emaneti
Bugün yaşayan her birey, kendinden sonraki her nefese karşı sorumludur. Çünkü gelecek nesiller yalnızca birer çocuk değil, insan soyunun devam eden titreşimidir.
Onlara bırakılan dünya, güven üzerine kurulu değilse:
İnsan bozulur,
Toplum çürür,
Enerji karanlığa kayar,
Ve gelecek acıya dönüşür.
Bu yüzden emanete sahip çıkmak, sadece bir iyilik değil; varlığın tümüne karşı bir borçtur.
Güveni İnşa Etmek: Yaşamanın Bedelidir
Eğer bugün bu dünyada yaşıyorsak, bunun tek bir nedeni vardır: Güveni yeniden inşa etmek. Emanetleri korumak.
Yarının enerjisine temiz bir yol bırakmak. Çünkü bir gün, enerji formumuz değiştiğinde… Belki de bugün ihmal ettiğimiz emanete yeniden ihtiyaç duyacağız. Belki de beden dediğimiz bu kabuk, başka bir formda acıyı bize geri yansıtacak.
Güveni korumak, emanetlere sahip çıkmak—varoluşun gerçek sorumluluğudur.
Haber Veriyoruz