0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Alaycı Kuşun Kanadında Bir Yakalama Emri.
İstanbul Başsavcılığı, Netanyahu ve Gündem Hazırlığı
Alaycı Kuşun Kanadında Bir Yakalama Emri: İstanbul Başsavcılığı, Netanyahu ve Gündem Hazırlığı
İstanbul Başsavcılığı dün, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu hakkında “insanlığa karşı suç” başlığıyla yakalama emri çıkardığını duyurdu.
Bir ülke düşünün… Adaletin terazisi bir gün sağa bir gün sola sallanıyor. Dün içeridekiler hedef, bugün dışarıdakiler.
Peki neden şimdi, neden tam da bu zamanda?
Gerçek mi, Senaryo mu?
Bir sabah uyanıyorsunuz, medyada bir flaş haber: “Netanyahu hakkında yakalama kararı!”
Hemen ardından haber kanalları, yorumcular, sosyal medya hesapları… Herkes konuşuyor.
Ama kimse sormuyor:
“Bu gerçekten adaletin sesi mi, yoksa siyasetin bir tiyatro sahnesi mi?”
Türkiye’de yargı kararları bazen öylesine zamanlamalı oluyor ki, bir senaristin elinden çıkmış hissi uyandırıyor.
Bugünlerde de durum farklı değil. Yakalama kararı, aslında bir ‘gündem kaydırma’ operasyonu gibi duruyor.
Ekonomi, işsizlik, enflasyon, geçim sıkıntısı, dış politika baskıları…
Tüm bunlar bir süreliğine “Netanyahu” isminin gölgesinde kalıyor.
Ortam Hazırlığı: Savaşın Sessiz Provvası mı?
Bu tarz kararlar, genellikle iki amaç taşır:
İç kamuoyuna “Biz güçlü bir devletiz” mesajı vermek.
Dış politikada “Biz hâlâ oyun kurucuyuz” havası yaratmak.
Ancak satır aralarına dikkatle bakıldığında, İsrail-Türkiye geriliminin kontrollü şekilde tırmandırıldığı görülüyor.
Bir yakalama emri, bir sonraki adımın sinyali olabilir:
Ekonomik restleşme, diplomatik kriz veya medyada yaratılacak yapay bir “savaş atmosferi.”
Ve bu “ortam hazırlığı”, toplumun bilinçaltına küçük küçük tohumlar ekiyor:
“Biz onlarla savaşabiliriz.”
“Artık sabrımız kalmadı.”
“Bu bir onur meselesi.”
Bir gün bakıyorsunuz, ekranlarda yine bayraklar, sloganlar, marşlar…
Tıpkı eski bir senaryonun yeniden ısıtılmış versiyonu gibi.
Kimin İçin Oynanıyor Bu Oyun?
Sorun Netanyahu değil.
Sorun, Türkiye’deki yönetenlerin halkı aptal zannetmesi.
Bu tarz haberlerle milyonlarca insanın dikkatini yönlendirmek kolay, ama unutmamak gerek:
Gerçek kriz, dışarıda değil içeride.
Ve halkın sabrı, bir yakalama kararının ömrü kadar kısa.
Belki de “Alaycı Kuş”un melodisini dinlemenin vakti geldi:
Gerçekleri söylemenin cezası, sessiz kalmaktan daha ağır değildir.
Sonuç: Bir Yakalama, Bin Mesaj
Netanyahu’ya yakalama kararı çıkarmak, uluslararası bir etki yaratmaktan çok iç siyasete dönük bir mesaj niteliği taşıyor.
Asıl hedef, halkın dikkatini “bir dış düşman” üzerinden yeniden şekillendirmek.
Ancak halk artık daha bilinçli, daha farkında.
Çünkü bu film çok kez oynatıldı, sadece oyuncular değişti.
Haber Veriyoruz