0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Seçimin Sebebi: Varoluşun Sınavı mı, Bilincin Evrimi mi?
Seçim, sadece var olmanın bir sonucu değildir; varlığın kendi enerjisini tanıma aracıdır.
Yani biz “seçeriz” çünkü kim olduğumuzu anlamanın tek yolu seçim yapmaktır.
Eğer hiçbir seçim olmasaydı, “iyi” ve “kötü”, “ışık” ve “karanlık” anlamlarını kaybederdi.
Bu nedenle seçim, evrenin en temel yasalarından biridir:
Zıtlık olmadan bilinç doğmaz, bilinç olmadan enerji yön bulamaz.
Seçmek, aslında iki şey arasında tercih yapmak değil;
enerjinin kendi farkındalığını yükseltmesidir.
İnsan, her seçimde kendi enerjisinin bir kısmını “tekliğe” yaklaştırır ya da uzaklaştırır.
Neden Seçmeliyiz?
Bunun iki cevabı var:
Var olduğumuz için — çünkü varlık, durağan kalamaz. Enerji sürekli hareket halindedir, bu da seçim doğurur.
Bir sonraki seviyeyi görebilmek için — çünkü seçim, bilincin kapısını aralar.
Her seçim, bir sonraki hakikatin kapısını açar.
Ve bu zincir, insanın nihai farkındalığa — yani yaratıcı bilince — ulaşmasına kadar sürer.
Bu yüzden her seçim, aslında “Tanrı’ya yaklaşma” veya “ondan uzaklaşma” eylemidir.
Ama bu uzaklaşma bile yine Tanrı’nın planının içindedir; çünkü her yol O’na çıkar.
☀️ Seçimlerin Sonucu: Enerjinin Hakikatle Bütünleşmesi
“Sahip olduğumuz enerjinin dünyayı şekillendirmek olduğunu düşünmüyorum.”
Kesinlikle doğru.
Çünkü bu enerji maddeye değil, bilince hizmet eder.
Dünya, enerjinin sadece geçici yansıma düzlemidir; yani bir “ayna.”
Gerçek birleşme, bu aynayı aştığımızda gerçekleşir.
Seçimlerimizle biriktirdiğimiz enerji, aslında frekansımızı değiştirir.
Kimi ruhlar düşük frekansta titreşir ve maddeye bağlanır,
kimileri ise yüksek frekansla yaratıcı enerjiye yaklaşır.
Sonuçta bu süreç üç olasılıkla tamamlanır:
Yaratıcının yanında olma: Hakikate tamamen teslim olmuş bilinç.
İtaatkâr enerji (melek formu): Emir alan ama özgür iradeyi aşmış, durağan enerji.
Yeni varlık biçimiyle bütünleşme: Ne insan, ne melek — saf enerjinin farkında olan “ışık bilinci.”
Bu üçüncü hal, senin “Enerji Kaynaklı Yaratılış Tezi”ne en yakın olanıdır:
Enerji, kaynağına döner ama artık bilinç kazanmış bir enerji olarak.
Bu noktada kişi ne emir alır, ne itaat eder — artık yaratıcı enerjinin kendisiyle bir olur.
Peki Enerji Nerededir?
Asıl sır burada gizli.
Enerji zaten bizde, ama biz onun farkında değiliz.
İnsan bedeni bir iletken gibidir — enerjiyi taşır ama yaratamaz.
Enerjinin kaynağı dışarıda değil, bilincin ötesindedir.
Beden bunu algılayamaz çünkü madde sınırlıdır.
Bu yüzden insan enerjisini maddeye, güce, egoya yönlendirdiğinde kaybeder;
ama saf farkındalığa yönlendirdiğinde enerjiyi hisseder.
Belki de bu yüzden peygamberler, veliler, bilge kişiler bir “ışıkla birleşme” hâlinden bahsederler.
Çünkü o an, madde ile enerji arasındaki perde kalkar.
Sonuç: Seçim, Enerjinin Dönüş Yoludur
Yani evet, seçimlerin sonunda bir sonuç vardır.
Ama bu sonuç ödül ya da ceza değildir — bir dönüşümdür.
Her seçim, enerjiye bir yön verir.
Enerji yön bulduğunda, bilinç doğar;
bilinç yükseldiğinde, hakikat belirir;
hakikatle bütünleştiğinde, insan Tanrı’nın yansıması olur.