0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Sorgusuz Sualsiz Cehenneme Mi?
Acaba Bir Takım İnsanlar Sorgusuz Sualsiz Cehenneme Mi Gidecek?

Kur’an’ın Adalet Terazisinde, ‘Sorgusuz Sualsiz’ İfadesi Ne Anlama Geliyor?
İstanbul – Zihinlerimizi zaman zaman meşgul eden bir soru: “Acaba bazı insanlar hiç hesap görmeden, sorgusuz sualsiz doğrudan cehenneme mi atılacak?” Bu düşünce, özellikle dini kaygıları olan birçok kişinin içini kemiren bir endişe kaynağı. Peki, bu düşünce İslam’ın temel kaynağı Kur’an-ı Kerim’in öğretileriyle ne kadar örtüşüyor? Gelin, bu önemli soruyu birlikte derinlemesine inceleyelim.
Kur’an’ın Temel Prensibi: Herkes Hesap Verecek
Öncelikle şu çok net: Kur’an-ı Kerim’de, insanların “sorgusuz sualsiz” veya “herhangi bir hesaba çekilmeden” doğrudan cehenneme atılacağını ifade eden mutlak bir ifade yoktur. Aksine, ahiret inancının olmazsa olmazı, tüm insanlığın toplanıp herkesin yaptıklarının eksiksiz bir şekilde görüleceği “Hesap Günü” (Yevmü’l-Hisap) dır. Kur’an, Allah’ın kullarına asla zulmetmeyeceğini (Ali İmran, 182) ve herkese yaptığının karşılığının tastamam verileceğini (Yunus, 52) beyan eder.
Peki, Bu Fikir Nereden Çıkıyor? “Sorgusuz Sualsiz” İfadesi Ne Anlama Geliyor?
Buradaki kavram kargaşası, “sorgusuz sualsiz” ifadesinin yanlış yorumlanmasından kaynaklanıyor. Kur’an, özellikle küfür ve şirk üzere ölenler için cehennemi kesin bir sonuç olarak bildirir. Ancak bu, onlar için bir hesap olmayacağı anlamına gelmez. Aksine, bu durum onların dünyadayken yaptıkları temel tercihin (iman veya inkâr) bir sonucudur.
Bakara Suresi 39. ayette “Ayetlerimizi yalanlayıp onlara inanmayanlara gelince, işte onlar cehennemliklerdir; orada sonsuza dek kalacaklardır.” denilir.
Nisa Suresi 168. ayette ise “Şüphesiz inkar edenleri ve zulmedenleri Allah ne bağışlayacak ne de onları bir yola iletecektir.” buyrulur.
Yani, “sorgusuz sualsiz” ifadesi, bir kişinin hiç hesap görmeden cehenneme atılması değil; inkar, şirk veya münafıklık gibi temel bir durumun, ahiretteki hükmünün çok net ve tartışmasız olması anlamında kullanılabilir. Hesap, bu inkârın ve ondan doğan amellerin ortaya serilmesi içindir.
Kitlesel Zarara Yol Açanların Durumu Ne Olacak?
Konuyu bir adım daha ileri götürelim. Peki, alkol, uyuşturucu, sigara gibi insanlığa zararlı şeyleri bulan ve bunu bile bile, kâr hırsıyla kitlesel bir felakete dönüştürenler? İşte bu noktada, “sorgusuz sualsiz” ifadesi farklı bir anlam kazanıyor.
Bu kişiler, yaptıklarının sonuçlarını dünyada görmüş, sayısız cana, akla, nesle ve mala zarar vermişlerdir. Yaptıkları, Kur’an’ın “yeryüzünde fesat çıkarmak” (ifsad) olarak nitelendirdiği en ağır suçlardandır. Onların durumu o kadar vahim ve eylemleri o kadar nettir ki, ahirette uzun uzun “Bunun zararını biliyor muydun?” diye sorulmasına gerek kalmayabilir. Yani, onların “sorgusu” dünyada iken yaptıklarıyla zaten sabit olmuş gibidir. Bu, ilahi adaletin tecellisinin bir gereğidir.
Uzman Görüşü: Denge Esastır
Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz ilahiyatçılar, Kur’an’da azap ve rahmet ayetleri arasında bir dengenin olduğunu vurguluyor. Mümin, hem Allah’ın azabından korkmalı hem de rahmetinden asla ümit kesmemelidir. Bir tarafta cehennemle sonuçlanacak eylemler net bir şekilde bildirilirken, diğer tarafta Zümer Suresi 53. ayette “De ki: Ey kendi aleyhlerine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin!…” buyrularak, tövbe kapısının her an açık olduğu müjdelenir.
Adalet ve Rahmet Dengesinde Bir Cevap
Özetle, “sorgusuz sualsiz cehenneme atılma” ifadesi, Kur’an’ın literel bir hükmü değil, bir vurgu ve metafor olarak anlaşılmalıdır. Kur’an’ın adalet anlayışı, herkese yaptığının eksiksiz gösterileceği şeffaf bir hesaba dayanır. Ancak, inkâr ve kitlesel zulüm gibi büyük günahlar üzere ölenler için verilmiş olan hüküm o kadar kesindir ki, bu durum insanların zihninde “sorgusuz sualsiz” şeklinde yer edebilir.
Unutmamak gerekir ki, nihai hüküm ve adil karar, tüm niyetleri, pişmanlıkları ve eylemleri en iyi bilen Yüce Allah’a aittir. Bizim görevimiz ise, O’nun azabından korkmakla rahmetinden ümit etmek arasında bir denge kurarak, sorumluluklarımızın bilinciyle yaşamaktır.
Bu haber, okuyucularımızın dini konularda doğru bilgi edinmesi amacıyla hazırlanmıştır. Konuyla ilgili daha derin bir araştırma yapmak için Kur’an meali ve sahih hadis kaynaklarına başvurmanız önerilir.
Kaynak DP
Haber Veriyoruz