Bu duyarsızlığının, bu vurdum duymazlığının bir bedeli olacak.

Maalesef, hiçbir basın yayın organı çökmüş olan ekonomiden bahsetmiyor.

Bu nasıl bir duyarsızlık, bu nasıl bir satılmışlık? %10 gibi bir kesime hizmet etmek için %90’ını kullanmak adaletsizliğin dibini göstermiştir.

Ne zaman markete gitseniz, her şey ufak ufak zamlanıyor. Gerekçe ve sebep nedir? Bu halk ne zamana kadar böyle düdüklenecek?

Artık ne cebinde parası, ne de savaşacak gücü kaldı. Vatandaşın her şeyi ellerinden alınacak, haberleri yok.

Her gün internetten haberleri kontrol ediyorum. Kendimi cennetteymiş gibi hissediyorum. Sanki Türkiye değil de Katar’da yaşıyormuşum gibi bir algı oluşturuluyor beynimde.

Bu kadar vurdumduymazlık, bu kadar ihanet, bu kadar açgözlülük olur mu?

Sokaktaki vatandaşa mikrofon uzatıyorlar ya; bazıları veryansın ediyor, bazıları ise kafayı yemiş gibi konuşuyor. Haklılar.

Kardeşim, kafayı yememek elde değil.

İnsan hayatı ile bu kadar açık bir şekilde oynanmaz ki. Tamam, kontrol altına aldınız. Tamam, dinliyorsunuz. Tamam, yönlendiriyorsunuz. Bari bırakın, özgür düşünelim.

Ama şunu bilmelisiniz ki, bu durumun ve hayatın bu şekle gelmesi sizin, benim ve onların suçu.

Suç işlendiğinde, “Suçlu bu” demezsen, biri yalan söylediğinde, “Yalan söylüyorsun” demezsen, haksızlığa susar, torpile ve rüşvete açık kapı bırakırsan, sonuç kaçınılmazdır.

Sonra, yediğin o ekmeği 1 lira yerine 10 liraya alırsın.

Bireyin yaşantısı, toplumun yaşantısıdır bilinci olmadığı sürece gelen düdükler, giden düdükler. Sonra bu hayat bu hale nasıl geldi dersin.

Ayağa kalk ve silkelen. Yoksa gelecek nesillerin tamamı seni suçlu ilan edecek.

Neden? Çünkü bu duyarsızlığa, bu vurdumduymazlığa sustuğun için…

Haber Veriyoruz