0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Japonya’daki Yıkıcı Tsunaminin Sırları.
Ultra Derin Sondaj.

Ultra Derin Sondaj, Japonya’daki Yıkıcı Tsunaminin Sırlarını Açığa Çıkarıyor.
Cornell Üniversitesi
2011 depreminin fayını incelemek için Japonya Çukuru’na 7 km derinliğinde sondaj yapan Cornell liderliğindeki bilim insanları, deprem mekaniği ve tsunami riskleri hakkında yeni bilgiler elde etti.
Uluslararası bir deniz araştırmaları ekibi, Cornell Üniversitesi’nden uzmanların rehberliğinde, 2011’deki Tohoku depreminden sorumlu olan fayı incelemek için çığır açan bir sondaj projesini başarıyla tamamladı.
7 kilometre gibi olağanüstü bir derinlikte çalışan ekip, okyanus tabanının yaklaşık 1 kilometre altındaki fayı kesen bir denizaltı gözlemevi de dahil olmak üzere çoklu derin sondajlar gerçekleştirdi. Sondajın yanı sıra, jeofizik ölçümler ve karot numuneleri alındı, ayrıca daha önce kurulmuş bir fay gözlemevi kuyusuna sıcaklık sensörleri yerleştirildi. Bu, bu derinlikte bir ilk başarıydı.
Cornell Üniversitesi Yer ve Atmosfer Bilimleri Bölümü’nde yardımcı doçent ve projenin eş-baş bilim insanı Patrick Fulton’a göre, bu jeolojik ve hidrolojik araştırmalar, dalma-batma bölgelerinin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak ve gelecekteki büyük depremlere ve tsunamilere hazırlık için kritik veriler sunacak.
Chikyu Derin Deniz Sondaj Gemisi ile Keşif
Eylül ayında uluslararası bir deniz araştırma ekibi, Chikyu adlı derin deniz sondaj gemisine binerek 2011’de Japonya’yı vuran Tohoku depremine neden olan plaka sınırı fayını incelemek için iddialı bir projeye imza attı.
Fulton, “En büyük teknik zorluk, 7 kilometre su derinliğinde ve ardından bir kilometre daha yerin altında çalışıyor olmamız. Bu derinlikte çalışabilecek çok fazla gemi yok. Bu bir NASA görevi gibi,” dedi.
2012 Japonya Çukuru Keşif Seferinin Üzerine İnşa Edildi
Bu sefer, Uluslararası Okyanus Keşif Programı (IODP) kapsamında “Japonya Çukuru’nda Tsunamiye Neden Olan Kaymayı İzleme (JTRACK)” projesi olarak adlandırıldı ve 2012’deki benzer bir çalışmanın devamı niteliğinde.
2012’de Fulton ve IODP ekibi, 9.1 büyüklüğündeki (bugüne kadar kaydedilen en büyük depremlerden biri) Tohoku depreminin nasıl ve nerede başladığını araştırmıştı. Bu kırılma sırasında, fayın en sığ kısmı 50-60 metre kaymış ve deniz tabanı bir dakika içinde yarım futbol sahası kadar doğuya atlamıştı. Bu da beklenenden çok daha büyük bir tsunamiyi tetiklemişti.
Fulton, “2012’de bunu yapmadan önce, kimse bu kadar derin suda bir kilometre yerin altına sondaj yapmayı denememişti, hele ki bir gözlemevi kurup jeofizik araçlar yerleştirmeyi hiç düşünmemişti,” diye ekledi.
Fayın Mekaniğine Derinlemesine Bakış
Gözlemevi, ekibe faydaki koşulları yakından inceleme fırsatı verdi. Deprem sırasında sürtünme nedeniyle oluşan anormal bir ısı sinyali tespit edildi. Bu veriler, fayın çok zayıf olduğunu gösterdi. Ayrıca, artçı sarsıntılar sırasında fayların ve çatlakların açıldığı, suyun bu çatlaklardan hareket ettiği ve sistemdeki stres koşullarını değiştirdiği gözlemlendi.
Fulton, “Şimdi, 12 yıl sonra geri döndüğümüzde, Pasifik plakası hala yılda yaklaşık 10 cm hareket ediyor. Bazı noktalarda takılıp kaldı mı? Fay, sığ kısımda yeni bir büyük depreme yol açacak kadar stres biriktirdi mi? Bu süreçlerin nasıl evrimleştiğini görmek istiyoruz,” dedi.
Araştırma ekibi, Aralık ayında daha da derin bir kuyu gözlemevi inşa ederek projeyi tamamladı. Fulton, toplanan verilerin önümüzdeki yıllarda birçok bilimsel makaleye temel oluşturacağını belirtti.
Ek Bilgiler:
- 2011 Tohoku Depremi ve Tsunamisi:
- 11 Mart 2011’de meydana gelen 9.1 büyüklüğündeki deprem, Japonya’nın kuzeydoğusunu vurdu.
- 20.000’den fazla insanın ölümüne ve Fukuşima nükleer felaketine yol açtı.
- Tsunami dalgaları 40 metreye kadar yükseldi.
- Japonya Çukuru:
- Pasifik ve Kuzey Amerika plakalarının çarpıştığı derin deniz çukuru.
- Dünyanın en derin noktalarından biri (~10 km derinlik).
- Chikyu Gemisi:
- Dünyanın en gelişmiş derin deniz sondaj gemisi.
- 12.000 metreye kadar sondaj yapabilme kapasitesine sahip.
Bu çalışma, gelecekteki deprem ve tsunami risklerinin daha iyi anlaşılması için kritik öneme sahip. Bilim insanları, elde edilen veriler sayesinde erken uyarı sistemlerini geliştirmeyi ve daha dayanıklı altyapılar inşa etmeyi hedefliyor.
Kaynak. SciTechDaily
Haber Veriyoruz