0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Fast Food Yemek Biyolojik Yaşlanmayı Hızlandırabilir.
Bilim İnsanları Uyarıyor: Fast Food Yemek Biyolojik Yaşlanmayı Hızlandırabilir.

Bilim İnsanları Uyarıyor: Fast Food Yemek Biyolojik Yaşlanmayı Hızlandırabilir.
İkizler üzerinde yapılan bir çalışma, sağlıksız beslenmenin biyolojik yaşlanmayı hızlandırdığını, sağlıklı beslenmenin ise yavaşlattığını ortaya koydu. Ortak çocukluk çevresinden ziyade genetik faktörler kilit rol oynasa da, sağlıklı beslenme herkes için faydalıdır.
Biyolojik yaşlanma her zaman kronolojik yaşla uyumlu olmayabilir, yani bireyler hücresel düzeyde farklı hızlarda yaşlanabilir. Biyolojik yaşlanma kronolojik yaşlanmayı geride bıraktığında, bu durum hastalık riskinin artması ve erken ölümle ilişkilendirilir.
Yakın zamanda yapılan bir çalışma, sebze ve meyve tüketiminin düşük, kırmızı et, fast food ve şekerli içecek tüketiminin yüksek olduğu diyetlerin, genç yetişkinlerde bile biyolojik yaşlanmayı hızlandırdığını buldu.
Biyolojik yaşlanma hızı, bir kişinin biyolojik yaşı ile kronolojik yaşı arasındaki farkı yansıtarak, beklenenden daha hızlı ya da yavaş yaşlanıp yaşlanmadığını gösterir. Bu süreç, epigenetik saatler kullanılarak değerlendirilebilir. Epigenetik saatler, DNA metilasyon modellerini (gen ifadesini etkileyen kimyasal değişiklikler) analiz ederek biyolojik yaşı tahmin eden makine öğrenimi temelli modellerdir.
Diyet ve Biyolojik Yaşlanma Üzerine Çalışma
Jyväskylä Üniversitesi ve Gerontoloji Araştırma Merkezi’nde yürütülen bir çalışma, diyetin genç yetişkinlikte biyolojik yaşlanma hızını öngörüp öngörmediğini araştırdı. Çalışmaya 20-25 yaş aralığındaki ikizler katıldı.
Sonuçlara göre, sebze ve meyve tüketiminin düşük, kırmızı ve işlenmiş et, fast food ve şekerli içecek tüketiminin yüksek olduğu diyetler, daha hızlı biyolojik yaşlanma ile ilişkilendirildi. Buna karşılık, sebze ve meyve açısından zengin, et, fast food ve şekerli içecek tüketiminin düşük olduğu diyetler ise daha yavaş biyolojik yaşlanma ile bağlantılı bulundu.
Diğer Yaşam Tarzı Faktörleri ve Genetik Etki
Araştırmacı Suvi Ravi, “Gözlemlenen bazı ilişkiler, fiziksel aktivite, sigara kullanımı ve vücut ağırlığı gibi diğer yaşam tarzı faktörleriyle de açıklanabilir, çünkü sağlıklı ve sağlıksız yaşam tarzı alışkanlıkları genellikle aynı bireylerde bir arada bulunur. Ancak, diğer yaşam tarzı faktörlerini hesaba kattığımızda bile, diyetin yaşlanma ile küçük ama bağımsız bir ilişkisi olduğunu gördük” diyor.
Çalışmaya katılanlar ikizler olduğu için, araştırma diyet ile biyolojik yaş arasındaki ilişkide genetik etkiyi de inceleme fırsatı buldu. Sonuçlar, ikizlerin ortak çocukluk çevresinden ziyade, paylaştıkları genetik geçmişin genç yetişkinlikte diyet ve yaşlanma arasındaki ilişkiyi açıkladığını gösteriyor. Ancak Ravi, “Bu, sağlıklı bir diyetin herkese fayda sağlamayacağı anlamına gelmiyor” diye vurguluyor.
Bu çalışma, Juho Vainio Vakfı tarafından finanse edilen “Yaygın hastalıkların önlenmesinde beslenmenin rolü” araştırma projesinin bir parçasıdır. Bu alt çalışma, FinnTwin12 çalışmasından elde edilen verileri kullanmıştır. Toplamda 826 bireysel ikiz ve 363 ikiz çifti çalışmaya katılmıştır. Diyet, katılımcıların 55 gıda maddesinin tipik tüketim sıklığını bildirdiği bir gıda sıklığı anketi ile değerlendirilmiştir.
Bu çalışmanın baş araştırmacısı Suvi Ravi, GenActive araştırma grubunun bir üyesidir. GenActive grubu, biyolojik yaşlanmayı, sağlığı ve fonksiyonel kapasiteyi öngören genetik ve yaşam tarzı faktörlerini araştırmaktadır. Grup, Sağlık Geliştirme Doçenti Elina Sillanpää tarafından yönetilmektedir.
Kaynak. SciTechDaily
Haber Veriyoruz