Değişimler insanlığı uçurumun kenarına getirmiştir.

Sistem Yenileniyor, İnsanlık Tükeniyor

Sistem, yeni adıyla “düzen”, her gün kendini yenilerken hedefine adım adım yaklaşmaktadır.
Bu hedef; insanlığı ele geçirip, medeniyet adı altında köleleştirmek ve sonunda yeni canlı türleri üretmektir.

Sürekli bir değişimin başka ne sebebi olabilir ki?
Çarkın daha hızlı dönmesi, daha iyi çalışması için gereken her şey yapılmaktadır.
Zaten iletişim tamamen kontrol altına alınmıştır.
İletişimi kontrol altına alınan bir toplumu köleleştirmek, hiç olmadığı kadar kolaydır.
Kötülük artık daha hızlı yayılırken, iyiliğin önüne her zamankinden daha kolay set çekilmektedir.

Her değişimi sorgulamadan kabul etmek, geleceği de olduğu gibi kabullenmek demektir.
Yeni doğacak nesillerin en büyük sorusu şu olacaktır:
“Neden sürekli bir değişimin içindeyiz?”
Unutulmamalıdır ki, değişim her zaman gelişim değildir.
Gelişmek, adımları ileri atmaktır; değişim ise adımların yönünü değiştirmektir.

Toplum hiçbir zaman gerçekten gelişmedi.
Sadece kendisine sunulan değişikliklere uyum sağladı — ve bunun sonucunda kendini kaybetti.
Kendini kaybeden, yani duyarsızlaşan bir topluma hükmetmek artık çok kolay.
Yalanları gerçeğe dönüştürmek, gerçeği ise unutturmak hiç bu kadar kolay olmamıştı.

Rakamların uluslararası bir forma sokulması, insanlara yeni kimliklerin verilmesi, ticaretin görünmeden yapılması ve her kötülüğün şeytana bağlanması…
Tüm bunlar, kontrol sisteminin varlığını açık ve net bir şekilde ortaya koymaktadır.