Çözümlenemiyorsunuz…
Bazen iyilik yapmak acı çekmeyi gerektirir. Kötüler için bunu söyleyemeyiz çünkü onlar zaten acı içindedirler ancak bunu fark edemezler.
Bazıları sizin iyiliğinizi test etmek ve ölçmek için bin bir türlü senaryolar üretirler. Bunların bazılarını aktif hale bile getiriyorlar. Tabi kendilerini çok akıllı zannediyorlar ancak iyi insanları iki kez kandırabilirsiniz üçüncüsünde kandıramazsınız.
Ve yazılan senaryolar yüzyıldır aynı. Ancak insan, insanlar bunu algılayamıyorlar. Nedeni ise tüm senaryolarda inanç, cinsellik ve korku mevcuttur. Halbuki bir bilseler yaratılmanın ve ona verilen değerin ne kadar yüksek olduğunu belki birazcık da olsa gerçekleri görecekler.
Bir kendin olabilsen, olduğun gibi görünebilsen, tüm korku duvarlarının ortadan kalkacağını her insanın seni olduğun gibi kabul edeceğini göreceksin.
Yaratıcının bizim hiç bir şeyimize ihtiyacı yoktur. Örneğin ne namaz kılmaya, ne besmele çekmeye, ne de ona inanmaya veya ne de diğer dini vecibeleri yerine getirmeye… Peki neden bunları bize emretmiştir veya yapmamız için özgür bırakmıştır. Tek bir nedeni vardır. Yaratıcı yarattıklarını sevmektedir ve insan en sevdiklerinden biridir. Onun için onu yarattıklarından biri ile teste tabi tutmuştur. Ve insana güvenmiştir. Bu güveninden dolayı ona inanmamızı ve bir takım inanç görevlerimizi yerine getirmemizi talep etmiştir. İstese idi bunu da yapmaz ve insanı yalnız başına bırakırdı.
Yoksa onun hiç bir şeye ihtiyacı yoktur.
İnsanın çözümlenmesi budur algılamak ve anlamaktır. Algılayamaz ve anlayamaz iseniz asla çözümlenemez hayat çarkının nasıl döndüğünü göremezsiniz.
MAG