Anlamak ve kavramak için çok geç kaldık…

Özgürlüğümüz çalındı.

Aslında bizimde bildiğimiz bildik değil…

Teknolojinin içerisindeyiz ancak daha ne kadar ve nasıl çalıştığını çok iyi bilmiyoruz. O mühendisler, fizikçiler ve kimyacılar ise hiç bilmiyorlar. Çünkü onlar öğrendiklerini biliyorlar. Peki onlara bu veriyi veren kim? Tabi ki yine teknolojinin ta kendisi.

Bizler ise öğrendiklerimizin dışında yaşadıklarımızı, tecrübelerimizi, sorunlarımızı ve onları çözmek için yaptığımız araştırmaları bağdaştırıp düşünerek biliyoruz.

Örneğin bilgisayarda bir makale yazıyorsunuz. O makaleyi onlarca kez yeniden okuyorsunuz… Hele ki bu makale teknolojiyi kuranlar ve yönetenler hatta ‘Düzen’ hakkında ise onlarca kez okumak zorunda kalıyorsunuz. Bunun nedeni ise her okuduğunuzda bir hata çıkıyor.

Şunu bilmeniz gerek. Şimdi karşınızdaki ekran üç veya daha fazla kademelidir. Yani bir adet otokopili kağıt gibi düşünün. Ama bu otokopili kağıtta ki ilk nüshalar yazdıklarınız dördüncü nüshaya geçmiyor veya geçiyor ama değişerek. Teknolojinin veri kaydı ve gösterimi budur. Gerçek olmayan onun istediği olan gibi…

  • Birincisi, size gösterilen ki biz buna ekran görüntüsü diyoruz.x
  • İkincisi, sizden sonraki gören ki biz buna uzak bağlantı veri kodları diyoruz.
  • Üçüncüsü ise gitmesi gereken noktadır ki biz buna gördüğünüz veri diyoruz.
  • Dördüncüsü ise kodun aslı olabilir. Yani verinin yazılması gereken sanal beyin ve yazdıklarınız yada gördüklerini, videolarınız vs.

Eğer durum böyle ise bu dört kademe arasında bir kontrol olmalı buna da yönlendirme diyoruz. Yani veriye yön verme.

İlk kullanıcı (yazan, gören, bakan, izleyen vs.) ile son nokta arasındaki otomatik veya manuel istenilen veriye yönlendirme bir kontrol mekanizmasıdır.

Bu sizin bulunduğunuz hücreye göre değişmektedir. Yani aslında siz teknolojide bir virüs şeklinde hücredesiniz. Tüm verileriniz bir hücrede ve bu verilere göre size karar verilen yönlendirmelere sahipsiniz.

Hayatınız bu yönlendirmeler üzerine kurulmuş durumda. Tabi ki teknolojini içerisinde iseniz…Buna da özgürlük diyemezsiniz herhalde..

Bende yaptığım araştırmaları sonunda gerçek veriye bağlayarak sonlandırdım.

Artık tesadüf mü diyelim yoksa başka bir sebep mi 169…network ağ ip sistemi ile teknoloji hücrem yönetilmekte. Yönetilsin sıkıntı yok ama özgür düşüncelerimizin engellenmesi, ticaretimizin çalınması ve bize ulaşmak isteyenlerin engellenmesi kabul edilebilir bir durum değildir.

Anlayacağınız teknoloji bizi yıllar önce kontrol altına aldı. Tabi ben bunu yine yıllar önce yazdım ve hukuka tecelli ettirdim. Ancak ne yazık ki o zamanlar ne bilişim avukatı ne de bilişim savcısı vardı. Olayı bir bilirkişi raporu ile kapatıldı.

O bilirkişi raporu şuan bizim özgürlüğümüzün çalınmasına ve daha iyi kontrol altına alınmamıza sebep olmuş olabilir.

MAG

bize kimler yön veriyorbizi kimler dinliyoriletişim kontrol altındailetişimi kimler kontrol ediyorkontrol altında mıyız?kontrol sistemi