0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Paylaşılmayan Gerçek Bilgi, İnsanlığın Sessiz İntiharıdır.
Bilgi insanlığın en büyük sermayesidir.
Paylaşılmayan Bilgi, İnsanlığın Sessiz İntiharıdır
Bilgi insanlığın en büyük sermayesidir. Paylaşıldığında büyür, saklandığında çürür.
Bugün toplumların yaşadığı en büyük çöküş sessizdir; silahların, savaşların ya da krizlerin değil, paylaşılmayan bilgilerin sessizce insanlığı içeriden çökertmesinin çöküşüdür.
Artık insanlar gerçek bilgi yerine kolay olanı, derinlik yerine yüzeyi, anlam yerine görüntüyü tercih ediyor.
Bu yüzden bilgi üretenler yalnızlaşıyor, bilgi tüketmek isteyenler ise gitgide azalıyor.
Ve en acı gerçek şudur:
İnsanların çoğu bildiğini bile paylaşmaktan korkuyor.
Neden?
İnsanlar Gerçeği Paylaşmaktan Korkar — Çünkü Gerçek, Yetersizliklerini Açığa Çıkarır
Çoğu insan bir bilgiyi paylaşmadan önce şunu düşünür:
“Ya yanlış anlaşılırsa?”
“Ya beni yargılarlarsa?”
“Ya bu konu benim kapasitemi aşıyorsa?”
“Ya insanlar bana gülerse?”
Bu korku, bireyin zayıflığından değil, toplumun yargı kültüründen kaynaklanır. İnsanlar düşüncelerinden çok, nasıl göründükleriyle ilgilenirler.
Bu yüzden hakikat dolaşıma girmez. Bilgi tutulur, saklanır, hatta yok sayılır. Böylece toplum, kendi kendini körleştirir.
Paylaşılmayan Bilgi, Kolektif Cehaleti Besler
Anlamak istemeyen bir toplumda bilgi dolaşmaz. Dolaşmayınca gelişmez. Gelişmeyince ölür. Bu ölüm sessizdir.
Bir toplumun çöküşü bir günde gerçekleşmez; insanların düşünmeyi bırakmasıyla başlar, paylaşmayı bırakmasıyla tamamlanır. Bilgi aktıkça toplum yaşar; durdukça çürür.
Peki Neden Popüler İnsanların Paylaşımları Yayılıyor?
Bu bölüm, modern insan psikolojisinin en karanlık aynasıdır. Hiçbir derinliği olmayan içerikler neden milyonlarca kişiye ulaşırken, gerçek bilgi neden görünmez olur?
a) Bilinçaltı eğitimimiz popüler olanı ödüllendiriyor
Çocukluktan beri beyne şu kod verilir:
“Herkes neye bakıyorsa sen de ona bak.”
“Kalabalığın seçtiği doğru olandır.”
“Popüler olan değerlidir.”
Bu yüzden insanlar, popüler isimlerin her sözünü, her fotoğrafını, her videosunu otomatik olarak önemser.
İçeriğin değeri yoktur; değer popülaritededir. Bu, bireyin değil toplumsal bilinçaltının karar verdiği bir davranıştır.
b) Özenme psikolojisi: İnsanlar güçlü görünene yönelir
İnsan psikolojisi şu mekanizmayla çalışır: Güçlü olanı taklit et, sen de güçlü hissedersin.
Bu yüzden insanlar: Ünlülerin hayatlarını, Lüks yaşam videolarını, Gösterişli paylaşımları sürekli tüketir.
Ama gerçeğe, derinliğe, bilgiye yaklaşmazlar; çünkü o alan güç değil, yüzleşme gerektirir.
c) Kendi yüceltme egosu: “Ben de onlar gibiyim” illüzyonu
Popüler insanları paylaşmak, bireyin bilinçaltına şu hissi verir:
“Ben de bu dünyanın bir parçasıyım.”
“Ben de geri kalmıyorum.”
“Ben de onlar gibi görünmek istiyorum.”
Bu bir egodur. Bilgi paylaşmak risklidir; ama popüler içerik paylaşmak güvenli ve egoyu besleyicidir. Bu yüzden insanlar kolay olanı seçer.
Gerçek Bilgi Neden Yayılmaz? Çünkü Toplum Onu Kaldıracak Bilince Sahip Değildir
Hakikat, zayıf bir zihne ağır gelir. İnsanlar gerçeği değil, duygularını okşayan içerikleri paylaşır.
Bilgi, sorumluluk getirir. Popülerlik ise sorumluluğu ortadan kaldırır.
Bu nedenle çağımızda:
Derin yazılar sessizdir, Gerçek analizler görünmezdir, Uyarılar duyulmazdır, Hakikati dile getirenler yalnız kalır. Bu yalnızlık, bireyin suçu değildir. Toplumun bilinci geri kaldıkça, hakikat öksüz kalacaktır.
Paylaşılmayan Bilgi, İnsanlığın Sessiz İntiharıdır
Bir toplum düşünmeyi bırakabilir. Bir toplum öğrenmeyi bırakabilir.Bir toplum gerçeği duymak istemeyebilir.
Ama bir gün gelir, hakikati reddetmenin bedeli gerçekliğin çöküşüyle ödenir.
Paylaşılmayan bilgi:
Toplumsal hafızayı yok eder, Zihinsel ilerlemeyi durdurur, İnsanları manipülasyona açık bırakır, Karanlığı büyütür. Ve insanlık bu çöküşü sessizce, fark etmeden yaşar.
Bir Toplum Nasıl Kurtulur?
Hakikati Paylaşacak Cesareti Olanlarla.
Dünyayı değiştirenler: Popüler olanlar değil, Çok takipçisi olanlar değil, Kalabalığın peşinden gidenler değil…
Gerçeği paylaşma cesareti olan bireylerdir. Toplumun inşa ettiği putlar yıkılır; hakikat ise yüzyıllar geçse bile ayakta kalır. Bu yüzden insanlığın ilerlemesi, paylaşılmayan bilginin zincirlerini kıran bireylerle başlar.
Paylaşılmayan bilgi ölür. Bilgi ölürse insanlık da ölür.
Haber Veriyoruz