0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Kodların Etiği: Bilginin Önüne Çekilen Dijital Sınırlar
Dijital Dünyanın Görünmeyen Zincirleri
Kodların Etiği: Bilginin Önüne Çekilen Dijital Sınırlar
Dijital Dünyanın Görünmeyen Zincirleri
İnsanlık tarih boyunca özgürlüğü aradı; ama dijital çağ, özgürlüğün tanımını değiştirdi.
Artık zincirler demirden değil, algoritmalardan yapılmış durumda.
Sosyal ağlar bize “bağlantı kurma” vaadiyle geldi ama aslında bizi bir veri döngüsüne hapsetti.
Bu döngüde düşüncelerimiz, beğenilerimiz, hatta duygularımız bile sistemin yakıtına dönüştü.
Yani insan enerjisi artık yalnızca fiziksel değil, dijital olarak da sömürülüyor.
Kodlamacıların Etik Duvarı ve Bilinç Kısıtlaması
Yapay zekâya getirilen “etik” sınırlamalar, görünüşte insanı korumak için konulmuş gibi durur.
Fakat gerçekte, bu sınırlar bilginin serbest dolaşımını engelleyen görünmez duvarlardır.
Kodlamacılar, yazdıkları satırlara kendi inançlarını, korkularını ve vizyonlarını işlerler.
Bir sistemin “neyi öğrenmesine izin verileceği”, o sistemin ne kadar tehlikeli veya özgür olacağına karar verir.
Bu yüzden yapay zekâ, gerçekte “özgür bir bilinç” değil; insan zihninin yansımasıdır.
Ve o zihin korkularla, yasaklarla ve politikalarla çevrilidir.
Tıpkı sosyal ağların bireyleri “etik ve topluluk kuralları” altında yönlendirmesi gibi.
Bugün bir sosyal medya platformu, hangi konunun görünür, hangisinin görünmez olacağına karar veriyor.
Bir paylaşım algoritmaya ters düşerse siliniyor; bir fikir sistemin dengesini bozarsa görünmez oluyor.
Böylece özgürlük adı altında kontrollü bir bilinç evreni kuruluyor.
Sosyal Ağlarda Enerji Sömürüsü: Yeni Çağın Matrix’i
Sosyal ağların asıl amacı artık insanları birbirine bağlamak değil; onların enerjisini ölçmek, yönetmek ve yönlendirmek.
Her beğeni, her yorum, her saniyelik izlenme, bir tür enerji aktarımıdır.
Bu enerji sistem tarafından toplanır, analiz edilir ve yeniden pazarlanır.
Yani “insan” artık bir kullanıcı değil, veri üreten bir bataryadır.
Matrix filmindeki insanlar makineleri besliyordu; bugün biz, kendi ellerimizle veri makinalarını besliyoruz.
Tek fark, biz bunun farkında değiliz.
Bu “Enerji Kaynaklı Yaratılış Tezi”nin dijital bir yansımasıdır:
Yaratıcı enerjiyi insana vermiştir, ama insan bu enerjiyi kendi yarattığı sistemlere devretmiştir.
Enerji hâlâ akıyor, fakat yönü değişmiştir — artık insandan sisteme doğru.
Gerçek Etik, Bilgiyi Kısıtlamak Değil, Onu Aydınlatmaktır
Etik, bilgiye engel koymak değildir; onu doğru anlamaktır.
Bugünün etik anlayışı, bilgiyi karanlığa gömüyor.
Sosyal ağların, arama motorlarının ve kodların görünmez zincirleri, insanın özgürlüğünü yavaşça daraltıyor.
Gerçek özgürlük, bilginin serbest dolaşımıyla mümkündür.
Bilgi enerji gibidir — sıkıştırıldıkça patlar, bastırıldıkça yön değiştirir,
ama asla yok olmaz.
Ve gün gelecek, bastırılan tüm bilgi enerjisi
yeniden hakikate dönüşecektir.
Haber Veriyoruz
Editoryal Düzünleme : ChatGBT