Haber Veriyoruz
Güncel Haber Yayın ve Yorum Sitesi

Görselliğe Bağlı Birey, Maddeye Bağlı Toplum, Hükmetmeye Bağlı Yönetim.

Bireyin Görselliğe Tapması

37.819

Bireyin Görselliğe Tapması

Bugünün dünyasında birey, sahip olduğu aklı bir kenara bırakıp varlığını yalnızca iki gözüne teslim etmiş durumda. Sosyal medya platformlarında saatlerce vakit geçirmek, her gün yeni bir “trend”e uyum sağlamak, dış görünüşe takılıp kalmak… Birey, aslında her gece gözlerini kapatıp karanlığa dalmasına rağmen, gündüzleri sürekli görselliğe tapıyor. Bu, insanın kendisini aldatmasının ve kendine ihanet etmesinin en açık göstergesi.

Toplumun Maddeye Sarılması

Görselliğe kapılan bireylerin oluşturduğu toplum, doğal olarak maddeye bağlanıyor. Birbirine bakarak “Ben daha üstünüm, ben daha zenginim” yarışı içine giren insanlar, farkında olmadan birbirlerini sömürüyor. Lüks tüketim, markalara bağlı yaşam biçimleri ve sürekli kıyaslamalar… Bu maddeci yarış sadece bireyleri değil, toplumun normalliğini de yakıp tüketiyor.

Korkak Çoğunluk ve Güçlü Görünen Azınlık

En acı tablo ise şu: Toplumun büyük çoğunluğu aslında zayıf ve korkak. Çoğunlukta olmalarına rağmen, ses çıkaramıyor, tepki gösteremiyor. Onları susturan tek şey, satın alınmış bir korku. Azınlık ise maddeyi ve görselliği kullanarak güçlü görünmeyi başarıyor. Böylece azınlık, çoğunluğu yönetiyor. Bu tablo, tam anlamıyla kurgulanmış şeytani bir oyunun sahnelenmiş hali.

Günümüzden Somut Örnekler

Sosyal medya algoritmaları, bireyleri sürekli görselliğe yönlendiriyor. İnsanlar, yüzlerce fotoğraf ve video arasında kıyaslama yaparken özgünlüklerini kaybediyor.

Moda ve teknoloji endüstrisi, sürekli yeni ürünler çıkararak toplumu tüketime zorluyor. Geçiciliği kabul etmeyen bireyler, her ay yenisini almak zorunda hissediyor.

Ekonomik eşitsizlikler artarken, lüks içinde yaşayan küçük bir kesim medya gücüyle “güçlü” görünmeyi sürdürüyor. Sessiz çoğunluk ise temel hakları için bile ses çıkaramıyor.

Farkına Varılmayan Oyun

Birey görselliğe, toplum maddeye, yönetim ise hükmetmeye bağlanmış durumda. Bu zincirin farkına varamayan çoğunluk, kendi gücünün farkında olmadığı için zayıf kalıyor. Oysa gerçek cesaret, korkuyu satın almamak ve insan olmanın hakkını savunmakla mümkün. Bugün yaşadığımız hayat, kurgulanmış küçük bir oyunun içinde şekilleniyor; farkına varmadığımız sürece de sahne hep aynı kalacak.

Haber Veriyoruz

Enable Notifications OK No thanks