Haber Veriyoruz
Güncel Haber Yayın ve Yorum Sitesi

İnsanın Var Oluş Hikayesi.

Bir Titreşim Sonucu Değil, Bir Sürtünme Sonucu Meydana Geliyoruz

6

İnsanın Var Oluş Hikayesi: Bir Titreşim Sonucu Değil, Bir Sürtünme Sonucu Meydana Geliyoruz

Bilimsel ve Felsefi Bir Bakış: Üremenin Enerji Dinamiği

Bir düşünün… Evren titreşimlerle dolu. Ses dalgaları, ışık, hatta atomların kendisi sürekli bir titreşim halinde. Peki ya bizim en temel var oluş hikayemiz? Popüler kültürde ve bazı spiritüel anlatılarda sıkça dile getirildiği gibi “evrenin titreşimi” ile mi hayat buluyoruz? Yoksa bu düşünce, gerçeğin sadece romantik bir yansıması mı? Yapılan bir analiz, insanlığın kökenindeki enerji kaynağının titreşim değil, sürtünme olduğunu iddia ediyor.

Titreşim ve Sürtünme: İki Temel Kavram

Öncelikle bu iki fiziksel olguyu netleştirmekte fayda var:

Titreşim: Bir nesnenin veya ortamın denge konumu etrafında yaptığı salınım hareketidir. Enerji taşıyabilir ancak kendi başına yeni bir enerji üretmez. Bir gitar teli titreşir ve bu titreşim havada ses dalgaları yayar. Titreşim, genellikle başka bir enerji kaynağının (sürtünme, çarpma, elektrik vb.) sonucudur ve etrafındaki dalgalardan kolayca etkilenip değişebilir.

Sürtünme: İki yüzeyin birbiri üzerinde hareketi sırasında ortaya çıkan, harekete karşı koyan bir kuvvettir. Sürtünmenin en önemli özelliklerinden biri, kinetik enerjiyi (hareket enerjisi) ısı enerjisine dönüştürmesidir. Yani sürtünme, net bir şekilde enerji dönüşümüne ve açığa çıkmasına neden olur. Ellerinizi birbirine sürtündüğünüzde hissettiğiniz ısı, bu enerjinin somut bir kanıtıdır.

İnsan Üremesinde Enerji Dinamiği: Sürtünmenin Merkezî Rolü

İddianın özüne gelecek olursak: İnsanın yeni bir birey olarak var oluşunun ilk kıvılcımı, titreşimsel bir olgu değil, doğrudan bir sürtünme enerjisinin sonucudur.

Erkek (Male) Tarafında: Sperm üretimi ve orgazm, karmaşık biyokimyasal süreçlerin neticesidir. Ancak bu süreçlerin fiziksel tetikleyicisi, mekanik bir uyarımdır. Cinsel birleşme sırasındaki sürtünme hareketi, sinir uçlarını uyarır ve bir dizi fizyolojik tepkiyi başlatır. Orgazm ve boşalma, bu uyarımın (sürtünme enerjisinin) nihai sonucudur. Yani, orgazm sırasında hissedilen titreşimler sebep değil, sonuçtur. Bu titreşimler, sürtünme ile başlayan enerji dönüşümünün bir yan ürünüdür. Sürtünme, hedefe yönelik bir şekilde, spermi taşıyan “özel bir su damlası” olan meniyi karşı tarafa iletmek için gereken enerjiyi sağlar.

Kadın (Female) Tarafında: Aynı mantık burada da geçerlidir. Sürtünme, kadın vücudunda sinirsel uyarılar, kan akışında artış ve kasılmalar gibi fizyolojik yanıtları tetikler. Bu süreç, hem haz hissini yaratır hem de spermlerin hedefe ulaşması için uygun ortamın hazırlanmasına katkıda bulunur. Kadın orgazmı da, bu enerji birikiminin bir dışavurumu olarak titreşimsel kasılmalar içerebilir.

Enerjinin Kökeni

Bu perspektiften baktığımızda, insanın oluşumunun ilk fiziksel tetikleyicisi, “evrensel titreşimler” değil, son derece somut ve hedefe yönelik bir sürtünme enerjisidir.

Bu görüş, bizi metafizik spekülasyonlardan ziyade, biyolojinin ve fiziğin somut gerçeklerine götürür. Titreşim, bu sürecin bir parçası olabilir – kas kasılmaları, sinir sinyalleri hep bir tür titreşim içerir – ancak bunların kaynağı, iki vücut arasındaki temastan doğan sürtünme enerjisidir.

Kısacası, var oluşumuzun hikayesi, romantik bir “titreyiş” değil, yaşam dolu bir “sürtünüş” ile başlar. Bu, hayatın en temelindeki enerjinin ne kadar doğrudan, fiziksel ve amaçlı olduğunun bir göstergesidir.

Haber Veriyoruz

Enable Notifications OK No thanks