0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
‘Ya Bu Deveyi Güdersin Ya da Bu Diyardan Gidersin’
Cümlelerin bilinç altımızda bıraktığı anlam...
“Ya Bu Deveyi Güdersin Ya da Bu Diyardan Gidersin” Sözünün Görünmeyen Yüzü
Toplumun hafızasında yer etmiş birçok söz vardır; bazıları bir gerçeği işaret eder, bazıları ise bir düşünceyi gizlice kabul ettirir.
“Ya bu deveyi güdersin ya da bu diyardan gidersin” ifadesi de bunlardan biridir.
Bu cümle, dışarıdan basit bir tercih sunuyor gibi görünür.
Oysa altındaki asıl anlam şudur:
“Mevcut düzeni kabul et; çünkü onun dışında bir yer yok.”
Bu sözün yüzyıllardır kullanılmasının nedeni, insanın zorluk karşısında en kolay yolu seçmeye eğilimli olmasıdır. Güçlü yapılar, otoriter düzenler ve baskın toplumsal alışkanlıklar da bu eğilimi beslemiştir. Böylece söz, bir “gerçeklik” değil, bir “alıştırma” hâline gelmiştir.
Zayıflığın Değil, Öğretilmiş Çaresizliğin Yansıması
İnsanların bir kısmı bu sözün arkasındaki anlamı sorgulamadan kabul eder.
Bunun sebebi zayıf olmaları değil, sürekli tekrar edilen bazı kalıplara maruz kalmalarıdır.
Psikolojide buna öğretilmiş çaresizlik denir.
Bir kapana sıkıştırılan hayvan yeterince dener ama sonuç alamazsa, kapı açık kalsa bile dışarı çıkmaz.
Bu davranış biçimi insanlarda da görülür:
– Denemekten vazgeçilir,
– Sorgu askıya alınır,
– Kabul edilen şey gerçek sanılır.
Gerçek dışı bir düşünce, sürekli tekrar edilirse “kader” gibi görünmeye başlar.
Düzen Varsa, Ona Teslim Olmak Zorunlu Değildir
Her düzen kendi içinde dönüşür.
Değişmez görünen hiçbir şey aslında sabit değildir.
Zamanın akışı bile en büyük otoritedir; hiçbir sistem ona karşı duramaz.
Düzenle mücadele edenler tarihte çoktur.
Bu insanlar toplumları yönlendirmemiş, sadece gördüklerini söylemişlerdir.
İster uyulur ister uyulmaz; hakikat, tercih zorlamaz.
Bu yüzden mesele bir isyan çağrısı değil, bir hatırlatmadır:
Bir düzen varsa, alternatif ihtimal de vardır.
Bir söz varsa, karşı soru da vardır.
İnancın Sessiz Çöküşü
Kişi kendini ifade edemezse önce iç sesi çatlar.
Sonra umut köşeye çekilir.
İnanç, bir süre sonra sessiz bir ağlayışa döner.
Bu durum çoğu zaman dışarıdan fark edilmez.
İnsan, en çok kendi kayboluşunu geç fark eder.
Bu da başka bir hakikati gösterir:
Kabul etmek kolaydır,
ama kayboluşun sonuçları ağırdır.
Varlığın İspatı: Hareket
Varlık, hareket ile görünür.
Düşünce sabitse yok olur; hareket eder, değişir ve anlam kazanır.
İnsan bir düzeni değiştirmek zorunda değildir.
Ama onu anlamak, yorumlamak ve kendi payını oluşturmak zorundadır.
Aksi hâlde varlık bulanıklaşır, isim kalır ama iz silinir.
Sözün Sonundaki Asıl Anlam
“Ya bu deveyi güdersin ya da bu diyardan gidersin” sözünün özünde şu vardır:
“Başka bir ihtimal yoktur.”
Oysa tarih, bilim, insanlık deneyimleri bunun tam tersini gösterir:
Her zaman başka bir ihtimal vardır.
Bu yazının amacı kimseye yol çizmek değildir.
Mesele sadece şudur:
Bir söz doğru görünüyorsa bile, altındaki anlamın gerçek olup olmadığını sorgulamak gerekir.
Çünkü hakikat, dayatmayı değil düşünmeyi sever.
Özet (Kısa Hakikat):
– Söz, düzeni sorgusuz kabul ettiren bir kalıptır.
– Zayıflık değil, öğretilmiş çaresizlik üretir.
– Tarihsel olarak otoriter yapıların işine gelir.
– Hakikat, kör kabulden değil sorgudan doğar.
– İnsanları yönlendirmez; sadece bir gerçeği işaret eder:
Düzeni kabul etmek zorunlu değildir. Alternatif ihtimal her zaman vardır.
Hakikat