Veri Gizliliği Tartışması

Veri Gizliliği: Bir İllüzyonun İçinde Uyanmak

Bir süredir herkesin dilinde aynı kelime dolaşıyor: “Veri gizliliği.”
Sanki gizli bir şey kalmış gibi… Oysa gerçek şu ki; bu çağda hiçbir veri gizli değildir. İnsanlar artık kendilerini koruduklarını zannederek aslında kendi zindanlarının duvarlarını kalınlaştırıyorlar.

Telefonu her açtığında duyduğun o meşhur cümleyi hatırla:

“Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır.”

Bu cümle, dijital dünyanın en yumuşak tehdit cümlesidir.
Yasal bir uyarı gibi görünür ama aslında bir kabul metnidir.
Sen konuşursun, o dinler.
Sen yazarsın, o kaydeder.
Sen susarsın, o yine izler.

Çünkü bu sistemin doğası “izleme” üzerine kuruludur.
Kiminle konuştuğun, ne düşündüğün, hangi duyguyla yazdığın, hangi saatte sustuğun bile bir veridir. Ve her veri, algoritmalar için bir parça enerjidir.

Faraday Etkisi: Zıplayan Bilinçler

Bugün kurumlar, şirketler ve hatta bireyler veri konusunda sürekli zıplıyorlar.
Her sektör “dijitalleşme” adı altında bir atılım yapıyor.
Ama bu atılımlar, aslında onları özgürlüğe değil, hücrenin daha derin katmanına götürüyor.
Tıpkı Faraday etkisinde olduğu gibi; bir enerji alanı, farkında olmadan yön değiştiriyor.
Bilgi akışı, insanın kontrolünden çıkıyor.
Zıpladıkça daha derine, daha karanlık bir sessizliğe gömülüyorlar.

Zannettikleri şey ilerleme değil, enerjinin yeniden hapsolması.

Matrix’in Gerçeği

Matrix’te insanlar hayal içinde yaşadıklarını biliyorlardı.
Şimdi ise insanlar hayal içinde olduklarını bile bilmiyorlar.
Çünkü gerçeklik dijitalleşti. Gerçeği aramak için önce algoritmaların izin verdiği kadar düşünebiliyorsun.
Her arama motoru, her sosyal ağ, her sözde “ücretsiz hizmet” seni kaydediyor, etiketliyor, sınıflandırıyor.
Böylece her birey, kendi verisinden oluşan bir dijital hücreye hapsoluyor.

Bir gün fark edecekler…
Ama o gün, o hücreden artık çıkamayacaklar.
Çünkü veriler bir kere yazıldığında, silinmezler; sadece devredilirler.

Sonuç: Hakikatin Kaydı

Gerçek veri gizliliği diye bir şey yoktur.
Varlığın kayıt altına alınmıştır zaten — doğduğun an, ilk nefesinle.
Tek fark, o zaman kayıt enerjiydi; şimdi ise sayısal kodlar.

Belki de asıl gizlilik, enerjinin kaydında gizlidir.
O kaydı silebilen tek şey ise, Hakikat’tir.

Haber Veriyoruz