Uyuşturucu Ticareti: Sokaktan Dijital Ağa Taşınan Tehdit

Kadın Pazarlama ve İnsan Ticareti: Sessiz Bir Küresel Suç

Ara 23, 2025

ZEHRİN TİCARETİ: BİR NESİL BİLE İSTEYE FEDA EDİLDİ

Uyuşturucu artık bir “asayiş sorunu” değil, organize bir insan öğütme sistemidir. Bu sistemde hedef bellidir:
Gençlik. Ama suç yalnızca torbacıda mı? Hayır.

Sokak aralarında satılan sentetik zehirler, sosyal medya üzerinden pazarlanıyor, kuryeler aracılığıyla dağıtılıyor, göz göre göre büyüyor. Liseli çocuklar “bir kereden bir şey olmaz” cümlesiyle bu bataklığa çekiliyor. Ardından borç, tehdit ve zorla dağıtıcılık geliyor.

Bugün yakalanan her torbacının arkasında:

Dijital ağlar, Sessiz kalan mahalleler, Görmezden gelen kurumlar, “Benim çocuğum yapmaz” diyen aileler vardır.

Metamfetamin, bonzai, sentetik haplar… Bunlar sadece maddeler değil, bir neslin sinir sistemine döşenmiş saatli bombalardır.

Soru nettir:

Bu zehir kimlerin cebini dolduruyor? Kimler görüp susuyor? Kimler bu çürümeyi “olağan” sayıyor?

KADIN PAZARLAMAK: MODERN DÜNYANIN UTANCI

Buna “insan ticareti” diyerek yumuşatmayın. Bu düpedüz köle pazarıdır.

Kadınlar ve genç kızlar; savaş, yoksulluk ve çaresizlikten kaçarken bir başka cehenneme düşüyor. İş vaadiyle kandırılıyor, pasaportlarına el konuluyor, bedenleri meta haline getiriliyor.

Bu suç; Otel odalarında, Gece kulüplerinde, Evlerde, Sınır kapılarında, sessizce işleniyor.
Ve çoğu zaman herkes biliyor ama kimse konuşmuyor.

Kadın pazarlayan şebekeler yalnız değildir. Onları ayakta tutanlar:

Rüşvetle susanlar
“Bana dokunmayan yılan” diyenler, “Abartılıyor” diyerek meseleyi küçültenlerdir.
Bu suç yalnızca kadınlara karşı değil, insanlığa karşıdır.

ORTAK NOKTA: SİSTEMATİK ÇÜRÜME

Uyuşturucu ve kadın pazarlama aynı kökten beslenir: Açgözlülük, Güç hırsı, Vicdansızlık, Sessizlik
.
Bu suçlar, toplumun en kırılgan noktalarını hedef alır. Ve ne acıdır ki çoğu zaman en yüksek sesle konuşması gerekenler en derin sessizliği seçer.