0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Ülkemiz hali hazırda su fakiri bir ülke.
Hali hazırda olan tarım alanlarının gasbedilmesi, köylerin bitirilmesi hız kazanacak.

1) Ülkemiz hali hazırda su fakiri bir ülke.
Açıklama:
Türkiye, kişi başına düşen yıllık su miktarı bakımından su stresi yaşayan ülkeler arasındadır. Bu yasanın geçmesiyle birlikte:
Maden aramaları için yer altı suları çekilecek, su kaynakları kirletilecek.
Su havzalarında yapılacak madencilik faaliyetleri yerel halkın içme suyu ve tarımsal sulama imkânlarını tehlikeye sokacak.
Kuraklıkla birleşince, bu durum birkaç yıl içinde su krizine dönüşebilir.
Sonuç: Halk, hem tarımsal üretim hem de günlük yaşam için su bulmakta zorlanacak. Su, bir hayatta kalma mücadelesine dönüşebilir.
2) Hali hazırda olan tarım alanlarının gasbedilmesi, köylerin bitirilmesi hız kazanacak.
Açıklama:
Tarım alanları, maden sahası ilan edilerek şu sonuçlar doğar:
Üretim yapan köylüler topraklarından koparılır.
Tarım yapılamaz hale gelir, bu da gıda üretiminin düşmesine neden olur.
Gıda arzı azalır, dışa bağımlılık artar, bu da gıda enflasyonuna yol açar.
Köyler boşaltılır; yerel ekonomi, kültür ve toplumsal bağlar dağılır.
Toprakla bağı kesilen insanlar kentlere göçer, şehirlerde işsizlik ve yoksulluk artar.
3) Yıllarca alın terinizle yaptığınız, emek harcadığınız eviniz bir gün kamu yararı ve kritik maden kılıfı adı altında gasbedilecek. İtiraz hakkınız olmayacak.
Açıklama:
Yasa, “kamu yararı” gibi soyut bir gerekçeyle özel mülkiyeti aşındırıyor.
Ev, tarla, bağ, bahçe; halkın emekle kazandığı her şey bir şirketin maden ruhsatı için elinden alınabilecek.
Hukuki mücadele yolları daraltılmışsa veya itiraz süreci etkisizse, insanlar adalet arayamaz hale gelir.
Bu da halkın devlete ve hukuka olan güvenini zedeler, toplumsal huzursuzluk yaratır.
4) Anılarınız, varlığınız, mezarlarınız, kutsallarınız ve kökünüz olan köyünüz haritadan silinecek ve köksüzleşeceksiniz.
Açıklama:
Köyler sadece coğrafi değil; aynı zamanda tarihî ve kültürel hafızadır. Mezarlıklar, anılar, gelenekler, aidiyet duygusu bu coğrafyada yaşar.
Bir köy yok olduğunda, orada yaşayan insanların geçmişi, hikâyesi ve geleceğe dair köprüsü de yok olur.
Köklerinden koparılan insanlar aidiyet duygusunu kaybeder. Toplumsal yapılar parçalanır, birey yalnızlaşır.
Psikolojik ve sosyolojik travmalar artar. “Köksüzlük” bireyin kimliğini ve ruh sağlığını etkileyen bir unsura dönüşür.
Kaynak Selahattin Aydın
Haber Veriyoruz