0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Türkiye’nin dış politikası
Türkiye’nin Gazze’ye yönelik tepkisi

Mevcut Durum ve Gelişmeler
Türkiye’nin Gazze’ye yönelik tepkisi
Türkiye, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını kınadı; bu saldırıların uluslararası hukuka aykırı olduğunu, sivil kayıpların ve sığınma yerlerine yönelik bombalamaların kabul edilemez olduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanlığı bu konuda yazılı açıklamalar yaptı ve İsrail’i “insanlığa meydan okumak”, “evrensel değerleri ihlal etmek” gibi güçlü ifadelerle eleştirdi.
Türkiye-İsrail ilişkilerinde gerginlik ve diplomatik normalleşme arayışları
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’le “ilişkileri kesmiş durumda olduklarını” ve gelecekte bunları geliştirme yönünde bir niyetleri olmadığını açıkladı.
Ancak “stratejik ilişkiler” ifadesi hâlâ bazı İsrailli yetkililer tarafından kullanılıyor; İsrail içindeki farklı görüşler, ilişkilerin tamamen kopup kopmayacağını tartışıyor.
Ticaret hâlâ belli ölçüde devam ediyor; bazı kaynaklar, ihracat-ithalat gibi ekonomik bağların tamamen kopmadığını bildiriyor.
Suriye’deki askeri ve stratejik gerilim
Türkiye’nin Suriye’deki varlığı, üsleri ve sınır güvenliği hamleleri İsrail’in ve diğer bölge aktörlerinin tehdit algısında değişime yol açıyor.
Özellikle Türkiye’nin hava savunma sistemleri konuşlandırma ihtimali ve tampon bölgeler oluşturma gibi stratejik kararlar, sahada doğrudan askeri çatışma riskini artırabilecek senaryolar arasında görülüyor.
Bölgesel denge ve “yeni stratejik profil”
Türkiye, Batı ülkeleriyle ilişkilerini yeniden düzenlerken Orta Doğu’da nüfuzunu artırma çabası içindedir; diplomatik girişimler, arabuluculuk, bölgesel aktörlerle yakınlaşma bu çabanın parçası.
AB raporlarında Türkiye’nin hem AB ile hem de bölge ülkeleriyle barışçıl süreçleri, iki devletli çözüm gibi prensipleri destekleyen tutumlar benimsediği belirtiliyor.
Avrupa Dış İlişkiler Servisi
Riskler ve Sorun Alanları
Çatışmanın yayılması riski: Suriye üzerinden Türkiye-İsrail sınırında veya Suriye içindeki bölgelerde yaşanan gelişmeler, doğrudan çatışma riskini barındırıyor. Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlara hazır olduğu mesajlarını vermesi bu ümitleri güçlendiriyor.
Diplomatik izolasyon: Sert söylemler ve fiili olarak ilişkilerin sınırlandırılması, Türkiye’yi bazı aktörlerle daha gergin bir konuma sokabilir. Bu da uluslararası arenada hem ekonomik hem de stratejik maliyetler doğurabilir.
İç siyaset ve kamuoyu baskısı: Türkiye’de kamuoyunun Filistin konusunda hassasiyetinin yüksek olması, hükümeti bu alanda güçlü bir tutum almaya zorluyor. Aynı zamanda muhalefet ve medya da bu konudaki söylemlere yakından dikkat ediyor.
Çıkar çatışmaları: Orta Doğu’da farklı ülkelerin stratejik çıkarları çakışıyor (örneğin İran, İsrail, Suudi Arabistan, Mısır vb.). Türkiye’nin bu aktörlerle hem işbirliği hem de rekabet içinde olması ihtimal dahilinde.
Olası Senaryolar
Diplomatik gerilimin daha da artması
İlişkiler daha da sertleşebilir; Türkiye daha fazla uluslararası baskı ve yaptırım çağrısı yapabilir, İsrail de Türkiye’nin Suriye’deki faaliyetlerini gerekçe göstererek askeri-stratejik tedbirler alabilir.
Arabuluçuluk ve çatışmayı önleme yolları
Türkiye, bölgesel barış sürecinde aktif rol almaya çalışabilir; özellikle AB, BM gibi kuruluşlarla, Filistin-İsrail arasında arabuluculuğa soyunabilir.
Ekonomik ve diplomatik izolasyon tehdidi
Eğer ilişkiler tamamen kopma noktasına gelirse, bazı ticari anlaşmalar zarar görebilir; Türkiye, ürün pazarlarına erişimde zorluklarla karşılaşabilir ya da uluslararası finansal alanlarda baskı altında kalabilir.
Çok cepheli denge politikası
Türkiye, hem Batı ile hem Orta Doğu’daki Müslüman ülkelerle hem de bölgedeki diğer güçlerle dengeli ilişkiler kurma çabasını sürdürebilir. Bu bir “üçüncü yol” politikası olabilir — belirli konularda sert duruş, bazı konularda pragmatik iş birliği.
Haber Veriyoruz