Teknoloji milyarderleri neden kıyamete hazırlanıyorlar.

Neden “hazırlanıyorlar”?

— Kontrol kaybı ve sistemik çöküş korkusu

Bazı teknoloji elitleri, mevcut global sistemin — ekonomik, iklimsel, sağlık-yaşam, teknolojik altyapı gibi alanların — dayanıklılığının düşük olduğuna inanıyorlar. Örneğin, bir haberde şu ifade var: “Teknoloji milyarderleri, lüks yer altı sığınakları kuruyorlar çünkü sistemin dışına çıkmak istiyorlar.”

Örneğin, Sam Altman “dünyada üçüncü dünya savaşı riskine” dikkat çekmiş ve güvenlik önlemleri aldığını belirtmiş.

— Mevcut ve gelecekteki teknolojik/ekolojik riskler

Gelişmiş yapay zekâ (YZ) sistemlerinin kontrolsüz sonuçlar doğurabileceği düşünülüyor. YZ’nin “varoluşsal risk” kategorisine alınması da bu bağlamda.

İklim değişikliği, biyolojik tehditler (pandemiler), jeopolitik çatışmalar (nükleer ya da siber savaşa dönüşebilecek) gibi riskler de hazır-olmayı mantıklı kılıyor.

— ayrıcalık, güvenlik ve devamlılık arzusu

Milyarderlerin sahip olduğu “yüksek riskli dünyada güvenliği sağlama” imkânları oldukça güçlü. Yani bir çeşit “yüksek korunaklı kaçış planı” söz konusu. Örneğin, lüks sığınaklar sadece kriz anında değil, aynı zamanda prestij unsuru haline gelmiş durumda.

“Yeni elitlerin” kendilerini sıradan insanların dışında bir pozisyona koyma eğilimleri de eleştiriliyor: “Kriz anında hayatta kalmayı başaracak az sayıdaki kişi arasında biz de olacağız” düşüncesi.

Örnekler

Peter Thiel’in Yeni Zelanda’da geniş bir arazi satın alması ve “çöküş senaryosu için sığınak” algısı yaratması.

Luxury bunker şirketlerinin milyarderler için özel çözümler üretmesi: örneğin, yer altı siloların dönüştürülmesi, yüksek güvenlikli sığınakların inşa edilmesi.

Teknoloji liderlerinin hem fiziksel güvenlik önlemleri alması hem de yaşam sürelerini ve insan bedenini “uzatma” yönünde yatırımlarda bulunmaları.

Ama “bilmediğimiz bir durum” mu var?

Kısa cevap: “Kesin olarak” diyemeyiz, ama bilinmesi ve konuşulması gereken riskler var — ve bu riskler kamuoyunca yeterince gündeme gelmiyor olabilir.

Teknoloji liderlerinin gördüğü riskler çoğu zaman “uzun vadeli”, “yüksek belirsizlikli” riskler: YZ kontrolsüzlüğü, küresel sistem çöküşü, devasa pandemiler gibi. Bu tür riskler geniş halk arasında gündem olmayabiliyor.

Bu kişiler, sahip oldukları kaynaklarla “şimdi hazırlık yapma” fırsatına sahipler; bu hazırlık çoğu insan için ya erişilemez ya da gündeminde değil.

Bu hazırlıklar bazen “kaçış planı” gibi algılanırken, aslında var olan sistemin sürdürülebilirliği konusundaki kaygılarla bağlantılı.

Dikkat edilmesi gereken bazı noktalar

Bu hazırlıkların hepsi tamamen mantıklı veya etik diye düşünülemez. Bazı analizciler, bu tür davranışların eşitsizliği ve yüksek gelir gruplarının ayrı bir “güvenlik katmanı” oluşturması anlamına geldiğini söylüyor.

Risk algısının aşırı olması veya gerçekçi olmayan senaryolar üzerinden hareket edilmesi de bir diğer eleştiri konusu: “Şu olur mu, olmaz mı belli değil ama hazırlık yapalım” mantığı.

Bu hazırlıklar bir nevi “elimizi taşın altına koyma” yerine “kaçış planı” olarak da görülebilir; bu da toplum açısından tartışmalı.

Kaynak. ChatGBT
Haber Veriyoruz