Suçlulara Af Var, Bağkur Borçlularına Yok.

BAĞKUR Borçluları Unutuldu: Parası Olan Emekli Oluyor, Olmayan İnsan Hakları Boşluğunda Kayboluyor

Türkiye’de emeklilik sistemi, yanlış politikaların bedelini en çok dar gelirli ve Bağkur’lu esnaflara ödetiyor. Binlerce vatandaş, yıllarca çalışmasına rağmen prim borçlarını ödeyemediği için emeklilik hakkından mahrum kalıyor. Buna karşılık, elinde toplu parası olanlar borçlarını kapatıp emekli olabiliyor; suçlulara, vergi kaçakçılarına, çeşitli kesimlere sürekli af çıkarılırken Bağkur borçlularına bir güncelleme, bir kolaylık, bir “insani düzenleme” yıllardır yapılmıyor.

Türkiye’de bugün on binlerce kişi, emeklilik yaşını doldurmuş olmasına rağmen prim borçlarını ödeyemediği için emekli olamıyor. İçlerinde 43 yıl çalışan, çocuk yaşta iş hayatına atılan, tüm ömrünü üretmeye, çalışmaya adayan insanlar da var.

“Devlet 30 yıl vergi aldı, sıra maaşa gelince kapıyı kapadı”

Birçok vatandaş, geçmişte biriken Bağkur borçlarını ödeyebilmek için devlete milyonlarca lira talep edildiğini, daha sonra bu rakamlar düşürülse bile ödeyebilecek güçlerinin kalmadığını belirtiyor. İşyerini kaybeden, gelirini yitiren, ağır ekonomik koşullarda ayakta durmaya çalışan insanlar için bu borçları ödemek artık fiilen imkânsız.

Bir emekli adayı yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“12 yaşından beri çalışıyorum. 43 yılımı verdim. Emekliliği hak ettiğim halde benden bir milyon TL istendi. Sonra düşürdüler ama düşürseler ne değişti? Param yok. İşyerim gasp edildi, bankalara borç kaldı. Şimdi devlet diyor ki 250 bin TL öde, bir de 3,5 yıl sigortalı çalış. Nasıl? Milli piyangodan para çıkmadan mümkün mü? Parası olan emekli oluyor, biz bekliyoruz.”

Bu durum yalnızca bireysel bir sorun değil; sistemin yapısal bir çöküşünün göstergesi.

Suçlulara Af Var, Bağkur Borçlularına Yok

Türkiye’de son 20 yılda vergi affı, imar affı, ceza indirimi, yeniden yapılandırma gibi sayısız düzenleme yapıldı. Devlet, borcunu ödemeyip lüks yaşayanlara, usulsüzlüğe bulaşanlara, hatta suç işleyenlere defalarca kapı açtı.

Ancak aynı devlet, prim borcunu ödeyemediği için emekli olamayan insanlara bir çıkış yolu göstermemeye devam ediyor.

Bu adaletsizlik kamuoyunda en çok şu soruyu gündeme getiriyor:

“Devlet suç işleyene af çıkarırken, ömrünü çalışmaya vermiş ama parası olmayan insana neden bir hak tanımıyor?”

Açlık Sınırının Altındaki Emekli Maaşı Bile İnsanlar İçin Bir Umut

Bugün emekli aylıkları açlık sınırının altında olsa da, birçok vatandaş için bir ekmek, bir nefes alma hakkı anlamına geliyor. Yıllarca kayıt dışı çalışmayan, vergi ödeyen, prim yatıran bu insanların tek istediği, hak ettikleri bir sosyal güvenlik güvencesi.

Vatandaşlar, devletin çok basit bir düzenlemeyle bu sorunu çözebileceğini savunuyor:

“Bağkur’a af çıkar kardeşim. Emekli 16 bin TL maaş vereceksen 10 bin ver, 6’sı devlete kalsın. Hem devlet kazanır hem insanlar nefes alır. İnsanlık için çözüm üretmek bu kadar zor değil.”

İnsan Haklarıyla Bağdaşmayan Bir Politika
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne göre:
Her insan sosyal güvenlik hakkına sahiptir.
Her emek, adil karşılık görmelidir.
Devlet, vatandaşların onurlu bir yaşam sürmesini sağlamakla yükümlüdür.

Prim borçlarını ödeyemedi diye insanların emeklilik hakkını yok saymak, en temel insan hakkına müdahale niteliği taşıyor.

İnsanlar Yaşlanıyor, Zaman Daralıyor — Çözüm Neden Yok?

Türkiye’de Bağkur borçluları yıllardır bekliyor. Her yıl seçim dönemlerinde “çalışma yapacağız” deniyor ancak somut bir adım atılmıyor. İnsanlar yaşlanıyor, ölüyor, umut tükeniyor.

Bir toplumun gerçek adaleti, en güçsüzüne tanıdığı hakla ölçülür.

Devlet;
Suçluya af çıkarıp,
Borcunu ödeyemeyen vatandaşı görmezden gelirse,
hem insan hakları çiğnenir hem de geleceğe dair hiçbir güven kalmaz.
Bu Haber, Türkiye’de Görmezden Gelinen Bir Yarayı Gündeme Taşıyor

Ömrünü çalışmaya vermiş, vergisini ödemiş, alın teriyle yaşamış insanların yaşadığı bu drama artık çözüm üretilmesi isteniyor. Bağkur borçlarının affı, yapılandırma kolaylıkları ve düşük gelirli vatandaşlar için yeni sosyal güvenlik modelleri talep ediliyor.

Bu insanlar sadaka istemiyor; hak ettikleri hakkı istiyorlar.

Haber Veriyoruz