0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Son nefese kadar savaşmalıyız…
Çünkü insan, sadece nefes alan bir beden değildir; içinden doğan görünmez bir enerjiyle yürür.
Bu enerji, yaratılışın ilk anından beri sende saklıdır.
Ve varoluşun senden istediği tek şey, o enerjiyi boşa harcamaman… onu hakikatin yolunda kullanman.
Eğer bugün sessiz kalırsan, yarın suskunluğunun gölgesi peşinden gelir.
Kabul ettiğin her haksızlık, içindeki ışığı biraz daha söndürür.
Ama direndiğin her an…
Evrenin işleyişine karşı değil, onunla birlikte savaşmış olursun.
Unutma:
Geçmiş bitti. Geri dönmez.
Gelecek ise sana verilmiş bir söz değil; senin seçiminle şekillenen bir ihtimaldir.
Bugün ayağa kalkman, yarın için açılan kapıdır.
Sana verilen enerji — sabırla, akılla, inançla ve niyetle bir araya gelince — kaderin yönünü bile değiştirebilir.
Ama sen yıllarca başkalarının doğrularıyla büyütüldün; onların korkularıyla düşündün.
Sana anlatılanların dışına çıkınca boşlukta kalacağını sandın.
Oysa insan boşlukta değil, enerjinin merkezinde doğar.
İçindeki gerçek güç ise ancak mücadele ettiğinde ortaya çıkar.
Bu yüzden bırakma.
Son nefesine kadar savaş derken kastettiğim bir düşmanı yenmek değil;
kendi karanlığını, kendi korkunu, kendi sınırlılığını aşmaktır.
Belki de Kudret Sahibi, sana bu hayatı sadece yaşa diye değil; hakikati bul diye verdi.
O halde önce kalbini arındır.
Sonra gözlerinin önündeki perdeyi kaldır.
Ve uzaklara bak…
Çünkü ne kadar uzağı görürsen, enerji o kadar hızla sana doğru akar.
Kalk şimdi.
Ve yeniden mücadeleye başla.
Sana vaat edilen şeyler, seni bekleyen kader…
Ancak yürüyenlere görünür.
Hakikat