0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Popi ya da Popülerizm:
İnsan Zihninin Görünmez Virüsü
Popi ya da Popülerizm: İnsan Zihninin Görünmez Virüsü
Popi ya da popülerizm bir virüs gibidir. Gösterim ve istatistiklerle beyne sızar, orada yer bulur ve yaşamaya başlar. Zihnin içine yerleştikten sonra amacı açıktır: kendini tüm insanlığa ispat etmek, görünür kılmak, varlığını rakamlarla doğrulatmak. Ve bunu başarmak için içten içe büyür, yayılır, kök salar.
İnsanın doğasında var olan tanınma ve değer görme arzusu, bu virüsün beslendiği en güçlü kaynaktır. Bir zamanlar ruhu doyuran anlamlar, yerini artık dış görünüşe, markaya, gösterişe bırakmıştır. Önce kıyafetiyle farklılaşmaya çalışır insan, sonra sözleriyle, sonra çevresiyle. Bir bakarsın ki artık bir kimlik değil, bir marka olmuştur.
Toplumun içinde görünmek, medyada yer almak, sosyal ağlarda beğeni almak onun için yaşamın merkezidir. İstatistikler onun kutsal kitabı, sayılar ise yeni tanrısıdır.
Popi, kendi istatistiklerini artırmak uğruna her şeyi yapar. Görünür olmak için ruhunu bile pazarlamaya hazırdır.
Gerçeği artık göremez, çünkü gerçeği istatistiklerle karıştırmıştır. Her “beğeni” ona başarı gibi görünür, her “izlenme” onun için onaydır. Kendi varlığını ölçmek için aynaya değil, ekranına bakar. O ekran artık onun bilincidir; rakamlar ise ruhunun dili.
Popülerliğe ulaştığında bu virüs bir sülüğe dönüşür. Her şeye yapışır, hiçbir şeyden vazgeçmez, sürekli beslenmek ister. Bir zamanlar insan olan varlık artık kendi simgesine dönüşmüştür. Dünyaya öyle bağlanmıştır ki, diğerleri gibi o da hükmetmek, yönlendirmek ister. Onu bu yapışkan düzenden çekip almak kolay değildir. Ancak büyük bir sarsıntı, belki bir doğal afet ya da toplumsal uyanış onu o karanlıktan söküp atabilir.
Popüler kültür, bu virüsün en güçlü taşıyıcısıdır. Medya, sosyal ağlar, reklamlar, trend listeleri… Hepsi insanı “görünür olmanın” büyüsüne hapsetmek için çalışır. Görünürlük, insanın varlık ölçüsü hâline gelmiştir.
Artık “düşünmek” değil, “görülmek” önemlidir. Görülmeyen fikir ölü sayılır; duyulmayan söz yok olur. Oysa hakikat ne ekranlarda, ne de sayılarda yaşar — o, hâlâ kelimelerdedir.
Ama popi, kelimelerden korkar. Çünkü kelimeler onun zihninde açılması gereken kapılardır, ve o kapıların ardında kendi boşluğunu görebilir. Bu yüzden her cümle ona ağır gelir. Beyni o cümleyi çözümlemek istemez, anlamı yüzeyde bırakır, kalıp halinde alır ve çöpe atar. Halbuki her kelime bir ışıktır, her cümle bir yol göstericidir. Ama popülerlik virüsü o ışığı söndürür, kelimeleri karartır.
Gerçek ışık, okunanda, düşünülen ve sorgulananda gizlidir. Ama bu ışığa ulaşmak cesaret ister — çünkü bu, insanın kendi aynasına bakması anlamına gelir. O aynaya bakan kişi, gerçeği değil, kendisini de görür. İşte bu yüzden insanlar görmekten korkar; ışığı değil, gölgesini sever.
Popülerizmin virüsü insanın özünü karartır, onu kendi bilincinden koparır, onu “kitle” yapar. Kitle düşünmez, sorgulamaz, sadece takip eder. Gerçek düşünce ise bireydedir, yalnız kalabilende, popülerlikten değil hakikatten beslenende.
Bir gün bu virüsün etkisi kırıldığında, insan yeniden kelimelere dönecek. Çünkü kelime insanın özüyle konuşur.
Ve ancak o zaman anlayacak: Işık hiçbir zaman istatistiklerde değil, okuyanda, anlayanda, fark edende saklıydı.
Haber Veriyoruz