Yaratıldığınızda ve çoğaldığınızda Allah hiç kimseye şu ülke senin, bu topraklar onun, şu altınlar bunların, bu hazineler şunların falan diye yaratmadı.
Birileri birilerine verdi. Birileri birilerine verirken tabiki beklentileride vardı.
Asla çalışıp kazanmadınız. Çünkü çalışıp kazandığınızda size verene sormamız gerek o nereden aldı. O da çalışıp kazandı ise ona kim verdi…
Bazıları ise direk sahiplendi. Kimseye hesap vermeden buralar, burası, bu arsa, bu altınlar, bu hazine benim dedi. Ve kimse karşı gelmedi.
Daha sonra ne oldu sahiplenmeyi resmileştirmek için para icat edildi. İnsanların bilinç altına para yerleştirildi. Ve değerli kılındı.
Sonrasını sormayın sürekli para basarak arsaları, toprakları bırakın insanlar satın alındı.
Sonra ne oldu tabiki savaşlar…
Savaşlardan sonra ise ülkelerin sınırlarını belirlenip başlarına misyonları olan insanlar getirildi. Ve böylece ‘Düzen’ kuruldu.
Artık sistem işlemeye başladı.
İşte o zaman topraklar paylaşıldı, paralar dağıtıldı ve insanlara görevleri verildi.
Yani sahiplenmeniz hiç bir şeye dayanmıyor. Çalışıp da kazanmadınız. Mal varlığınız tamamen sistemin çalışmaları sonucu ‘Düzen’ tarafından tedarik edilmiştir.
‘Düzen’ ise kurduğu insanları sömürme sistemi ile bunu elde etmiştir.
Hiç bir insan hak ederek maddeye sahip olmamıştır. Eğer çalışarak maddeye sahip olunsa idi, bu gün tüm çalışan insanların maddeye sahip olması gerekti.
Kafa çalıştırma, zeka, zekilik falan gibi yüceltici durumlar çalışarak madde sahibi olma değildir.
Fiziksel çalışma ayrı aklı kullanarak çalışma ayrıdır. Ancak aklını çalıştıran sürekli maddeye sahip olacak diye bir yasa bir kanun yoktur.
Onun için size soruyoruz…
Nereden buldunuz?
Haber Veriyoruz