Neden Birkaç Kişinin Sözleri Milyonların Kaderine Dönüşüyor?

Uyuyan İnsanlık: Neden Birkaç Kişinin Sözleri Milyonların Kaderine Dönüşüyor?

İnsanlık tarihinin en büyük trajedisi, milyonlarca insanın kendi iç sesini susturup birkaç kişinin ağzından çıkan kelimeleri hayatının merkezine koymasıdır. Bugün dünya düzenine dikkatle bakıldığında, Ukrayna’da, Rusya’da, Filistin’de, Irak’ta ve daha nice coğrafyada yaşanan felaketlerin ortak bir kaynağı vardır: birkaç kişinin kararı, milyonların acısı.

Peki insanlar neden hâlâ kendilerine ait bir akla, sezgiye, iç sese yönelmek yerine başkalarının yönlendirmesine teslim oluyor?

Neden yargılamıyorlar, neden sorgulamıyorlar, neden korkuyorlar? Bu soruların cevabı, uyuyan bir insanlığın karanlık aynasında saklı.

1. İnsanlar Neden Kendi İç Seslerini Dinlemiyor?

Çünkü iç ses sorumluluk ister.İç ses, insanı ayağa kaldırır, hakikati gösterir, yalanı parçalar. Ve çoğu insan hakikati taşıyacak güçte değildir.

Dışarıdan gelen sesler daha kolaydır:
Daha az düşünce ister,
Daha az cesaret ister,
Daha az sorumluluk ister.

Bir kişi konuşur, milyonlar dinler.
Bir kişi emir verir, milyonlar uygular.
Bir kişinin korkusu milyonların kaderine dönüşür.

2. Peki İnsanlar Neden Yargılamıyor, Neden Sorgulamıyor?

Çünkü öğretilen düzen;
“Soru sorma, sadece itaat et.” düzenidir.

Kimse sorgulamadığı için bugün hâlâ insanlar,
“Elon kim?”
“Donald amca kim?”
“Neden onların fikirleri benim yaşamımı belirlesin?”
diye düşünmüyor.

Onların da beyni var, sende de.
Onların da enerjisi var, sende de.
Onlar insan, sen de. Fark ise şuradadır: Sen kendi gücünü unutmuşsun; onlar senin gücünü yönetmeyi öğrenmişler.

3. İnsanlar Neden Korkuyor?

Korku, insanın en kolay kontrol edilen tarafıdır. İktidarların, devletlerin, çıkar gruplarının en güçlü silahı silah değil, korku yönetimidir.

Korkuların kökeni derindir:
Yalnız kalma korkusu
Geleceksizlik korkusu
Aç kalma korkusu
Dışlanma korkusu
Ceza görme korkusu
Bu korkular, insanın düşünme enerjisini felce uğratır.

Korkutulan bir toplum artık düşünmez.
Düşünmeyen toplum artık sorgulamaz.
Sorgulamayan toplum artık direnmez.
Direnmeyen toplum artık özgür değildir.

4. Birkaç Kişi Milyonları Nasıl Yönetiyor?

Çünkü insanlık enerjiyi, birliği ve adaleti anlamamıştır.

Enerjisinin ne olduğunu bilmeyen toplum, manipülasyona açıktır.
Birlik olmanın gücünü kavramayan toplum, kolay bölünür.
Adaletin bir kaynak olduğunu kabul etmeyen toplum, zulme sessiz kalır.

Bu yüzden milyonlarca insan bir kişinin tehdidinden kaçıp ülkesini terk ediyor.
Bu yüzden şehirler yıkılıyor, çocuklar ölüyor, kadınlar sokağa bile çıkamıyor.
Çünkü insanlık kendi enerjisine değil, bir avuç kişinin kibir ve çıkarına teslim olmuş durumda.

5. Neden İnsanlık Birlik Enerjisini Yakalayamıyor?

Çünkü birlik, sadece yan yana gelmek değildir. Birlik; enerji birliği, bilinç birliği, vicdan birliğidir.

Bugün insanlık:
Enerjisini bilmediği için bölük pörçük,
Vicdanını kaybettiği için duyarsız,
Bilincini esir verdiği için yönlendirilebilir durumdadır.
Oysa yaratıcı, insanı özgür, akıllı, enerji sahibi bir varlık olarak yarattı.
İnsanın özü etik, adalet ve bilinçtir.
Ama insanlar bu özle bağını kaybettiği için bir avuç liderin, oligarkın, patronun, politikacının oyuncağı hâline geldi.

6. Gerçek Soru: Uyanmaya Ne Zaman Başlayacağız?

İnsanlık uyanmadan dünya değişmez. Birkaç kişinin kelimeleri değil, milyonların bilinci yön vermeye başladığında savaşlar son bulur.

Uyanış şu soruları sormakla başlar:

“Bu kişi kim?”
“Neden onun sözü benim gerçeğim olsun?”
“Neden milyonlar birkaç kişinin çıkarı için ölmek zorunda?”
“Neden adalet insan için değil, sistem için işliyor?”
“Neden kendi ülkemde yaşayamıyorum?”

Bir insan bu soruları sormaya başladığında artık uyuyan insanlık değildir.

Sonuç: İnsanlık Ya Uyanacak Ya Da Birkaç Kişinin Kaderi Olacak

Hakikat açıktır:

İnsanlar kendi enerjisini hatırlamadıkça, kendi iç sesini dinlemedikçe, adaletin kaynağına dönmedikçe; dünya birkaç kişinin oyunu olmaya devam edecektir.

Uyuyan insanlık ya uyanacak, Ya da ömrü boyunca başkalarının rüyasını yaşayacaktır.

Haber Veriyoruz