0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Neden bir parazit gibi yaşıyoruz?
“İnsan, gerçeği bilmediği sürece dünyada sadece gürültü çıkarır.”
Gerçeğe Vakıf Olmanın Yolları
Neden bir parazit gibi yaşıyoruz?
“İnsan, gerçeği bilmediği sürece dünyada sadece gürültü çıkarır.” — Mehmet Arkın Gürbüz
🌍 Geleceğin En Değerli Şeyi: Su
Para, altın, dolar ya da başka hiçbir madde geleceğin en değerli şeyi olmayacak.
Gerçek zenginlik, yaşamın özü olan sudur.
Bugün Ortadoğu’da yaşanan savaşların, siyasi oyunların ve stratejik hamlelerin perde arkasında artık petrol değil, su yolları bulunuyor. Fakat insanlar hâlâ maddenin büyüsüne kapılmış durumda.
Suyun değerini anlamak için, kuraklığın kapıya dayanmasını mı bekliyoruz?
💧 Bir damla su, geleceğin servetinden daha kıymetli olabilir.
🧠 Algı Kapanı: Geçmişi Ezberleyen İnsanlık
İnsanlar geçmişi öğrenerek bilgi sattıklarını, kültürlü olduklarını sanıyorlar.
Oysa geçmiş bugündür, hatta gelecek de bugündür.
Zaman, insanın içinde akar; fakat beyin, bu akışı algılamadığı sürece o zihin işe yaramaz.
Bu yüzden insanlar, sürekli ağlayan, sızlayan ama hiçbir şey değiştirmeyen bir topluluk haline geliyor.
Düşünmeden yaşıyor, yaşarken düşünmediğini bile fark etmiyor.
💰 Madde Tapınması: Modern Çağın Putları
Ev, araba, altın, dolar, euro…
İnsanlar bu kavramların etrafında dönüp duruyor.
Bir kamera şakası gibi: Sanki bu maddeler onları ölümden, açlıktan ya da bir felaketten kurtaracakmış gibi davranıyorlar.
Oysa bir deprem, bir kuraklık ya da bir sel geldiğinde bu varlıkların hiçbirinin anlamı kalmayacak.
Gerçek kurtuluş, maddeden değil manadan gelir.
🙏 İnancın Kaybı: Boşlukta Yüzen İnsanlar
İnancı olan insan, gerçeğe de vakıf olur.
Ancak günümüz insanı ya inançsız ya da inancını gizliyor.
Çünkü inançsızlığını gizlemek, onun sahte bir düzenin içinde yaşamaya devam etmesini sağlıyor.
Bu durum, ruhsuz bedenlerin, amaçsız hayatların ve yönsüz toplumların doğmasına yol açıyor.
🕷️ Parazitleşen Toplum
Bugün dünya üzerinde parazit gibi yaşayan bir insan kitlesi var.
Üretmiyorlar, düşünmüyorlar, sorgulamıyorlar — sadece tüketiyorlar.
Ve en kötüsü, düşünenlerin, üretenlerin ve çalışanların da önünü tıkıyorlar.
Bu sadece bireysel bir yozlaşma değil, toplumsal bir çöküştür.
Gerçeğe vakıf olmanın yolu; düşünmekten, sorgulamaktan ve içsel farkındalıktan geçer.
“Gerçek, sahip olduklarında değil; neye hizmet ettiğinde gizlidir.”
Hakikat