0 555 339 7979 - 0 532 708 30 04
Meclis halktan kopmuş durumda.
Kendisine saygısı olmayanın nasıl HALK'a saygısı olabilir.
“Neden ben olmayayım?”
Toplumun geniş kesimleri, Meclis’in temsil niteliğini yitirdiğini ve medyanın gerçek sorunları örtbas ettiğini düşünüyor. Seçim şeffaflığı, siyasi sorumluluk ve medya etiği yeniden tartışma gündeminde.
Türkiye’de siyaset kurumuna duyulan güven giderek azalıyor. Toplumun büyük bir bölümü, Meclis’in artık halkı temsil etmekten uzaklaştığını, milletvekillerinin sorumluluk bilincinden koptuğunu ve siyasi kararların danışmanlar ile müşavirler üzerinden yürütüldüğünü dile getiriyor.
“Kendisine saygı duymayan bir Meclis’in halkına saygı göstermesi mümkün değildir” görüşü, son dönemde sosyal platformlarda sıkça dile getirilen tepkinin özeti niteliğinde.
SEÇİM ŞEFFAFLIĞI SORUSU: “HANGİ VERİLER AÇIKLANDI?”
Bir diğer tartışma başlığı ise seçim sonuçlarının şeffaflığı. Vatandaşlar, seçim verilerinin internet ortamında tam dökümüyle yayımlanmamasını, birçok belgenin kamuya açık olmamasını “sisteme güveni zedeleyen ciddi bir eksiklik” olarak değerlendiriyor.
Toplumsal algıya göre, her seçim dönemi sonrası ortaya çıkan belirsizlikler, Türkiye’de seçim güvenliğine dair tartışmaları yeniden alevlendiriyor.
MEDYANIN ROLÜ: “DÜZENİN SESİNİ TAŞIYAN BİR MEKANİZMA”
Uzmanlar ve yurttaşlar, Türk medyasının büyük bölümünün bağımsız haber üretmek yerine, mevcut politik düzenin söylemlerini tekrar ettiğini düşünüyor.
Bu durum, hem kamuoyunun doğru bilgiye erişimini zorlaştırıyor hem de toplumsal tartışmaların sağlıklı gelişmesini engelliyor.
Bir vatandaş tepkisini şöyle özetliyor:
“Medya her gün farklı bir argüman sunarak zihinleri bulandırıyor. Hiçbir vicdani sorgulama yok.”
MECLİS TV YAYINLARINA TEPKİ: “HALKLA BAĞLARI KALMAMIŞ”
Meclis’te yapılan konuşmalar ve tartışmaların içeriği de toplumdan kopukluk eleştirilerinin merkezinde.
Vatandaşlar, kürsüde konuşan birçok ismin “önüne konulan metni okuyan memurlar gibi” davrandığını, halkın sorunlarıyla gerçek anlamda ilgilenen temsilci sayısının azaldığını vurguluyor.
“YENİ BİR ÖNCÜYE İHTİYAÇ VAR” SÖYLEMİ YAYILIYOR
Artan güvensizlik, toplumda yeni bir tartışmayı doğurdu:
“Türkiye ikinci bir kurucu lidere ihtiyaç duyuyor mu?”
Bu söylem, siyasi düzenin yeniden yapılandırılması, Meclis’in daha adil ve vicdani bir yapıya kavuşması gerektiğini savunanlardan geliyor.
Bazı vatandaşlar, gelecekte ülkeyi dönüştürecek bir liderin içlerinden çıkabileceğini düşünerek şunu soruyor:
“Neden ben olmayayım?”
Haber Veriyoruz